Beyaz Yaka Suçları

I. BEYAZ YAKA SUÇLULUĞU KAVRAMI

Dünya Savaşı sonrasında ceza yaptırımına başvurulan hukuk dallarının çoğalmasıyla birlikte[1], 1930’lu yılların son dönemlerinde ekonomik suç kavramı kullanılmaya ve ülkeler, ceza hukuku mevzuatlarında, ekonomik suç kavramına ilişkin çalışmalar yapmaya başlamıştır.[2]

“Beyaz Yaka Suçluluğu” kavramı, I. Dünya Savaşı sonrasında gelişmeye başlayan iş yaşantısı ve hizmet sektöründe çalışan sayısının artmasıyla birlikte, bu sektörde yer alan kişilerin işlediği suçların ortaya konulması ve tasniflendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur.

“Beyaz Yaka Suçu” (White Collar Crime) kavramı, ilk kez 20. yüzyılın en ünlü kriminologları arasında gösterilen Edwin Hardin Sutherland tarafından Amerikan Sosyoloji Topluluğu ve Amerikan Ekonomi Derneği’nde sunulan “White Collar Criminality” başlıklı tebliğinde kullanılmıştır.[3] Sutherland tarafından beyaz yaka suçu kavramı, toplumda saygınlık gören ve yüksek statü sahibi kişilerin mesleklerini icrası çerçevesinde ve bu kişilere duyulan güvenin ihlal edilmesiyle birlikte işlenen suçlar olarak tanımlanmıştır.

Sutherland tarafından yapılan bu tespit kriminoloji bilimi açısından devrim niteliğindedir. Sutherland, ceza mevzuatlarında suç tipleri tanımlanırken sınıf ön yargısının oluştuğunu fark etmesiyle birlikte, “Beyaz Yaka Suçluluğu” kavramını öne sürmüştür. Sutherland yapmış olduğu bu tespitle, yoksul kesimin yüksek sosyal statüye sahip kesime oranla suça eğilimli olduğu ön yargılarını kırarak, toplum nezdinde yüksek sosyal statü sahibi kimselerin de suç işleyebileceğini ortaya koymuştur.

Gerçekten de, Sutherland’in bulunduğu dönemde gerek suç tanımlamalarında, gerekse kanunların uygulanmasında ve suç istatistiklerinde, beyaz yakalılar tarafından işlenen suçlar yargılamaya konu olmamakta, yargılamaya konu olsa bile ceza yaptırımıyla karşılaşmamakta ve bu suçlar suç istatistiklerine yansımamaktaydı. Ancak, günümüzdeki suç istatistikleri incelendiğinde beyaz yakalılar tarafından işlenen suçların adi suçlara oranla çok daha büyük maddi zarara yol açtığı açıkça görülmektedir.

II. SUÇ İSTATİSTİKLERİ

ACFE (“Association of Certified Fraud Examiners”, “Uluslararası Suiistimal İnceleme Uzmanları Birliği”)’nin ilki 1996 yılında hazırlanan ve 2002 yılından itibaren iki yılda bir yayımlanan “Küresel İş Suiistimali ve İstismar Üzerine Uluslararası Rapor”larının 2012-2020 yıllarında yayımlanan beş adet raporu incelendiğinde, bildirilen vakalar ile birlikte şirketlerin her yıl gelirlerinin neredeyse %5’ini beyaz yakalılar tarafından gerçekleştirilen suiistimaller nedeniyle kaybettiği görülmektedir.

Yalnızca, ACFE tarafından 2020 yılı için yayımlanan suiistimal raporu incelendiğinde, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 125 ülkeden 2.504 vaka, Türkiye’den ise yalnızca 13 vaka bildirilmiştir. Bildirilen 2.504 vakaya göre hazırlanan raporda özetle, şirketlerin beyaz yakalılar tarafından işlenen suçlar nedeniyle vaka başına ortalama kaybının 1.509.000 USD olduğu, vakalarda en çok görülen suiistimal türünün şirket varlıklarının kötüye kullanılması, en az görülen suiistimal türünün ise uzmanlık gerektirmesi nedeniyle mali tablo hileleri olduğu belirtilmiştir. Ancak suiistimal türleri incelendiğinde, en az görülen suiistimal türünün mali tablo hileleri olmasına rağmen bu suiistimal türünden kaynaklanan şirket zararlarının şirket varlıklarının kötüye kullanılmasına göre yaklaşık 9,5 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Beyaz yakalılar tarafından gerçekleştirilen finansal yolsuzlukların en çok hangi sektörlerde ve departmanlarda gerçekleştirildiğine bakıldığında ise; finansal yolsuzlukların en çok enerji, telekomünikasyon, nakliye ve depolama sektörlerinde gerçekleştirildiği ve departman olarak da satın alma, üst düzey yönetim ve operasyon departmanlarında finansal yolsuzlukların en fazla gerçekleştirdiği departmanlar olduğu tespitlerine yer verilmiştir.

Beyaz yakalılar tarafından gerçekleştirilen suiistimalleri gizleme yöntemleri incelendiğinde; sahte belge oluşturulması, gerçek belgelerin tahrif edilmesi, elektronik kayıt ve sistemlerin değiştirilmesi ile sahte elektronik sistem ve kayıtları oluşturulması en çok başvurulan gizleme yöntemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

2.504 vaka incelendiğinde, vakaların %28’inin adli makamlara intikal ettirildiği görülmektedir. Vakaların adli makamlara bildirilmemesi sebebinin ise uzlaşma, iç denetimin yeterli görülmesi ve şirketlerin itibar kaybı korkusu yaşaması olduğu ön plana çıkmaktadır.

III. YAYGIN SUÇ TİPLERİ

Sutherland tarafından yapılan, “Beyaz Yaka Suçluluğu” tanımı irdelendiğinde, beyaz yaka suçluluğunun failin yüksek sosyal statü sahibi olması ve suçun mesleğin icrası sırasında gerçekleşmesi olmak üzere iki unsuru olduğu ileri sürülebilecektir. Bu tanımdan yola çıkarak, her ekonomik suçu beyaz yaka suçluluğu olarak kabul etmenin beyaz yaka suçluluğu tanımını çok genişleteceği ve beyaz yaka suçluluğuyla mücadele etmek için gerekli önlemlerin alınması konusunda engel teşkil edeceği kanaatindeyiz.

Beyaz yakalılar tarafından mesleklerinin icrası sırasında malvarlığına karşı işlenen her suç beyaz yaka suçluluğu olarak değerlendirilebileceği ve tüm suç tiplerini saymanın neredeyse imkansız bir hal alabileceği düşünüldüğünde, “Beyaz Yaka Suçları” ismini verdiğimiz bu çalışmamızın ilk bölümünde “Beyaz Yaka Suçluluğu” kavramı yalnızca tarihsel, kavramsal ve kriminolojik olarak ele alınmıştır.

Bundan sonraki çalışmalarımızda, beyaz yakalılar tarafından suçun işlenmesi ve işlenen suçun gizlenmeye çalışılması sırasında genellikle karşılaşılan suç tiplerinden olan Sermaye Piyasası Suçları, Kişisel Veri İhlalleri, Haksız Rekabet, Hileli ve Taksirli İflas, Evrakta Sahtecilik, Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya Müşteri Sırrının Açıklanması vb. beyaz yaka suçlarından bazılarına yer verilecek ve en sık karşılaşılan suç tiplerinden olan “Güveni Kötüye Kullanma” suçu unsurlarıyla ele alınacaktır.

Daha sonra, “Beyaz Yaka Suçları” çalışmamızın devamı niteliğinde olacak çalışmalarımızda da yukarıda belirttiğimiz suç tipleri sırasıyla her bir çalışmamızda unsurlarıyla detaylı olarak incelenecektir.

[1] Sahir Erman, Ticari Ceza Hukuku, Genel Kısım, Matematik Araştırma Enstitüsü Baskı Atölyesi, İstanbul, 1976, s. 1.

[2] Fatih Selami Mahmutoğlu, Ekonomik Suçlar Bağlamında Kredi Hukukundan Kaynaklanan Suç ve İdari Suçlar, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2003, s. 28.

[3] Bkz. Edwin H. Sutherland, “White Collar Criminality”, American Sociological Review, Vol: 5, No: 1, Şubat 1940, s. 1-12; Makalenin Türkçe çevirisi için bkz. Edwin H. Sutherland, “Beyaz Yaka Suçluluğu”, Çev: Selman Dursun, Suç Politikası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 295 vd., Sulhi Dönmezer, Kriminoloji, Beta Yayıncılık, İstanbul, 1994, s. 75-76

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.