Ticari alacak sigortası (trade credit insurance – TCI), şirketlerin vadeli satışlardan doğan alacaklarının tahsil edilememesi risklerini minimum seviyede tutmak amacıyla sigorta koruması sağlayan önemli bir finansal enstrümandır. Bu sigorta türü, borçlunun iflası, ödeme aczi veya siyasi riskler gibi nedenlerle alacakların zamanında tahsil edilememesi durumunda şirketlerin nakit akışını koruma altına alarak, mali istikrarın devamını sağlar.
Gerek küresel gerekse Türkiye pazarında önemli bir yer tutan ticari alacak sigortası, hukuki boyutuyla da dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Sigorta poliçelerinin doğru şekilde düzenlenmemesi veya tarafların yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde hukuki riskler ortaya çıkabilmektedir.
Ticari alacak sigortası, işletmelere alacaklarının tahsil edilememe ihtimaline karşı sigorta kapsamına giren teminatlardan yararlanma imkanı ve bankalar tarafından daha geniş finansman seçenekleri sunulmasından dolayı güvenli bir ticaret ortamı oluşturmasını sağlar.
Devlet destekli ticari alacak sigortası ise KOBİ’lerin yurt içi vadeli satışlarından doğan ticari alacaklarını teminat altına alan bir sigorta ürünüdür. Bu sigorta, alıcıların iflas, konkordato, tasfiye gibi hukuki durumları veya temerrüde düşmeleri halinde oluşan zararları karşılamayı amaçlar. Teminat kapsamına, peşin, kredi kartlı ve banka teminatı altında olan satışlar, açık hesap, çek veya senet karşılığında yapılan satışlar dahil edilebilir. Bu sigortanın sunduğu avantajlar ise alacakların tahsil edilememesi durumunda oluşacak finansal kayıplarının önüne geçer. İşletmlerin mali risklerini hafifletip , bankalar ve finansal kuruluşlar nezdinde kredibilitelerini artırır. Bu şekilde KOBİ’lerin güvenli ticaret imkanı sayesinde yeni müşterilerle satışları artırmaya ve şirketin istikrarlı büyümesine katkı sağlar.
Ticari alacak sigortası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde düzenlenen bir sigorta sözleşmesidir. Bu kapsamda poliçeler, sigortacı ile sigortalı arasındaki hak ve yükümlülükleri belirleyen bağlayıcı bir sözleşme niteliği taşır.
Ticari alacak sigortasında poliçe süreci ilk olarak risk analizi ve poliçe düzenlenmesi aşamasıyla başlar ardından primin belirlenmesi ve sigortalı tarafından ilk prim borcunun ödenmesiyle sigorta sözleşmesi kurulmuş olur. Poliçe kapsamında bir riziko gerçekleşmesi halinde ise hasar bildirimi ve sigortacı tarafından tazminatın ödenmesi veya reddi aşamalarından oluşmaktadır.
Sigorta ettirenin yükümülülkleri; riskin doğru beyan edilmesi, prim ödeme borcu ve yasal süreler içerisinde hasar bildiriminde bulunmasıdır. Sigortacının yükümlülükleri ise; poliçe kapsamında bir riziko oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, poliçe kapsamında tahsil edilemeyen alacaklar için sigortalıya yasal süreler içerisinde tazminat ödenmesi.
Sigorta poliçesinin hazırlanması ve yönetiminde dikkat edilmesi gereken temel unsurlar şunlardır:
- Sigorta kapsamına alınan ve hariç tutulan riskler,
- Poliçede yer alan teminat kapsamı ve istisnaları detaylı bir şekilde analiz edilmeli,
- Poliçede belirtilen teminat limitleri,
- Sigortalının beyan yükümlülükleri,
- Tazminat talep edebilmek için sigortalının, hasar bildirim sürelerine uyması,
- Tazminat ödeme koşullarına dikkat edilmesi.
Ticari alacak sigortasında en sık karşılaşılan hukuki riskleri ise sigortalı şirketin mali durumu hakkında eksik veya yanlış beyan edilmesi durumudur. Eksik bilgi verilmesi durumunda şirket rizikoyu karşılamaktan kaçınabilir. Çünkü sigortalının gerekli tüm bilgileri verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Sigortalının yükümlülüklerinde yaptığı aykırılık durumları sigorta şirketinin tazminatı ödememesi ile sonuçlanır. Ayrıca poliçenin uzman bir hukuki danışman eşliğinde yapılmasının önemi bulunmaktadır. Çünkü bazı sektörler poliçe kapsamı dışında olduğu görüldüğünden sözleşme yapılırken kapsamı dikkatlice gözden geçirilmelidir.
Sigorta hukukunda önemli bir kavram olan halefiyet, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının, sigortalının yerine geçerek üçüncü şahıslara karşı sahip olduğu rücu hakkını ifade eder. Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı ödediği tazminat oranında sigortalının haklarına halef olur. Bu durumun ticari alacak sigortasında işleyiş şekli şöyledir: Sigorta şirketi, sigortalıya tazminatı ödedikten sonra, borçluya karşı rücu hakkını kullanarak tahsil edilemeyen alacağı geri alır. Sigortalı, sigorta tazminatını aldıktan sonra aynı alacak için borçludan ayrıca tahsilat yapması halinde, sigorta şirketine ödeme yapma yükümlülüğü doğar. Halefiyet ilkesi gereği, sigortalının borçluya karşı dava açma hakkı bu şekilde sigortacıya devredilmiş olur.
Halefiyetin hukuki sonuçları gereği artık sigortacı , borçludan tahsil edeceği miktar için sigortalı yerine geçmiş olur ve alacağın tahsili için gerekli hukuki işlemleri başlatır. Sigortalı, sigortacıdan aldığı tazminat kadar artık borçludan bir talepte bulunma imkanı kalmamıştır. Ancak sigorta poliçesinde halefiyet hakkının sınırlandırılması veya kaldırılması söz konusu ise sigortacı rücu hakkını kaybedebilir. Sigortacının rücu hakkını kullanabilmesi için borçluya karşı zamanında yasal işlem başlatması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Ticari alacak sigortası, işletmelerin tahsilat risklerini minimize etmek için kritik bir güvence sağlamaktadır. Ancak, hukuki risklerin farkında olunması ve sözleşme yönetiminin titizlikle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Devlet destekli ticari alacak sigortası ise özellikle KOBİ’ler için önemli bir güvence mekanizması sunarak, krediye erişimlerini kolaylaştırmakta ve finansal sürdürülebilirliklerine katkıda bulunmaktadır.
Sigortacının halefiyeti ise sigorta hukukunda önemli bir mekanizma olup, sigortacıya ödediği tazminat kadar sigortalının haklarına sahip olma yetkisi tanımaktadır. Şirketlerin, sigorta sözleşmelerini hazırlarken hukuki danışmanlık alması, halefiyet ilkesi kapsamında yükümlülüklerini bilmesi ve poliçe kapsamını dikkatle incelemesi, olası ihtilafların önlenmesi açısından büyük öneme sahiptir.
Stj. Av. Ümmühan Sun













