Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Taslağı

I. GİRİŞ:

Covid-19 salgınının önlenmesi ve etkilerinin azaltılması amacıyla ülkemizde ve dünya genelinde sosyal ve ekonomik hayata ilişkin tedbirler alınmaya devam etmektedir. Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Taslağı (“Kanun Taslağı”) ile finansman, bankacılık ve faktoring sektörlerinde uzaktan sözleşme ilişkisinin kurulması, Kamu İhale Kanunu ve diğer pek çok kanunda mücbir sebep hallerinin belirlenmesi, iş sözleşmelerinin feshinin engellenmesi ve çalışanlara ücretsiz izin verilmesi, işsizlik ve ücretsiz izin ödemeleri, derneklerle ilgili bildirim ve beyan sürelerinin ertelenmesi, bazı tüzel kişilerin genel kurullarının ertelenmesi, imza beyannamelerinin verilmesi, fahiş fiyatın önlenmesi, sosyal ağ sağlayıcı yükümlülüklerinin düzenlenmesi gibi pek çok sektör ve konuda ek tedbirler alınmak istendiği öngörülmektedir.

Bununla birlikte, 17.04.2020 tarih ve 31102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Torba Kanun”) içerisinde, daha önce medyaya yansıyan Kanun Taslağı metninde bazı değişiklik ve eklemeler yapıldığı, Kanun Taslağı’nda belirtilen maddelerin tamamının Torba Kanun içerisinde yer almadığı görülmektedir.

17.04.2020 tarih ve 31102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Torba Kanun ile ilgili detaylı bilgi almak isterseniz, https://sengunhukukyayinlari.com/covid-19-etkilerinin-azaltilmasi-hakkinda-torba-kanun/ adresinde yayınlanan makalemizi inceleyebilirsiniz.

Kanun Taslağı ve Kanun Teklifi’nin henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamış ve yürürlüğe girmemiş olmakla birlikte, Kanun Taslağı hakkındaki değerlendirmelerimiz aşağıda sunulmuştur.

II. TASLAK KANUN MADDELERİNİN İNCELENMESİ

1. Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 1. maddesi uyarınca, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’na Geçici 16. Maddenin eklenmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, ilgili Kanunun 30. maddesinin öngörülen sendika üye sayısı tespitlerinin ve bu kapsamda yapılacak toplantıların 2020 yılı için 15 Temmuz 2020 tarihi esas alınarak gerçekleştirilmesi düzenlenmektedir. Aynı doğrultuda, her yıl Temmuz ayının ilk haftasında yayımlanan üye sayıları istatistiğinin 2020 yılı için Eylül ayının ilk haftasında Resmi Gazete’de yayımlanması da ayrıca düzenlenmiştir.

2. Ücretsiz İzne Ayrılan İşçilere İlişkin Düzenlemeler

Kanun Taslağı’nın 4. maddesi uyarınca, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 24. maddesinin değiştirilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, ücretsiz izne ayrılan işçilere de işsizlik ödeneğinden yararlanma hakkı tanınmış olup, işsiz kişilere ve ücretsiz izne ayrılan işçilere, fesih yasağı süresince her gün için fondan 39,24 TL nakdi ücret desteği verilecektir.
Bununla birlikte, ücretsiz izne ayrılarak ücret desteğinden yararlanan işçinin işveren tarafından fiilen çalıştırılmaya devam ettiğinin tespiti halinde, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102. maddesinde belirlenen idari para cezaları dört katı olarak uygulanacağı düzenlenmiştir.

3. İş Sözleşmelerinin Feshinin Engellenmesi ve Çalışanlara Ücretsiz İzin Verilmesine İlişkin Düzenlemeler

Kanun Taslağı’nın 5. maddesi uyarınca, 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici 10. maddenin eklenmesi öngörülmektedir. Yapılacak düzenleme ile, ülkemizde salgının olası etkileri dikkate alınarak İş Kanunu’nun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin iş sözleşmesi, Covid-19 salgın hastalık neticesinde kamu yararının gerektirmesi nedeni ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25. maddesinin 1. fıkrası 2. bendinde gösterilen sebepler dışında işveren tarafından feshedilemeyecektir. Bununla birlikte, işverene, bu fesih yasağı uygulanan durumlarda, işçiyi ücretsiz izne çıkarma hakkı tanınmıştır.

İş Kanunu’nun 25. maddesinin 1. fıkrası 2. bendinde gösterilen sebepler, işçilerin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları sebebi ile iş sözleşmelerinin feshedilmesine ilişkindir. Yapılmak istenen düzenleme ile, işçilerin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışlarda dışında, Kanun Taslağı’nın yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay süreyle, iş sözleşmelerinin, işveren tarafından haklı ve bildirimsiz suretle feshedilmesinin önlenmek istendiği değerlendirilmektedir. Düzenleme ile özellikle, İş Kanunu’nun 25. maddesinin 1. fıkrası 3. bendinde belirtilen, işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan uzun süre boyunca işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasından dolayı iş akdinin feshedilmesinin önüne geçilmek istendiği değerlendirilmektedir.

Ancak, düzenleme ile işverene, iş sözleşmesinin feshi yasaklanan durumlarda işçiyi ücretsiz izne çıkartma hakkı tanınmaktadır. İş sözleşmesi, Kanun Taslağı uyarınca feshedilemeyen işçilerin, işveren tarafından 3 aya kadar ücretsiz izne çıkartılması mümkün görülmektedir.

Son olarak, belirtilen fesih yasağı süresini altı aya kadar uzatmak üzere, Cumhurbaşkanının yetkili kılınması öngörülmektedir.

4. Devlet İhale Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 6, 7 ve 10. maddeleri ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda değişiklik ve eklemeler yapılması öngörülmektedir. Kanun Taslağı’nın devamı maddelerinde de bu değişikliklerle ilgili Orman Kanunu ve Milli Parklar Kanunu nezdinde de özel düzenlemeler yapılmaktadır.

4.1. Kanun Taslağı’nın 6. maddesi uyarınca, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na 8/A maddesinin eklenmesi öngörülmektedir. Madde uyarınca, doğal afetler (yangın, deprem, su baskını vs.), ülkede genel veya kısmi seferberlik ilanı, genel veya kısmi grev, lokavt gibi kısmi hak kullanımından doğan imkânsızlıkların meydana gelmesi, bulaşıcı hastalık, salgın gibi olayların çıkması ve benzeri hâller gibi mücbir sebeplerin varlığı halinde; süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dâhil olmak üzere, idare tarafından mücbir sebep halinin kabul edilebilmesi öngörülmektedir. Bu mücbir sebep halinin kabulü şu şartlara bağlanmıştır:

  • Bu durumun, müşteri veya müteahhitten kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması,
  • Mücbir sebebin, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması,
  • Müşteri veya müteahhidin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması,
  • Mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde müşteri veya müteahhittin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve
  • Kusurunun olmadığını yetkili merciler tarafından belgelendirmesi.

Yukarıdaki şartların varlığı ve belirtilen bildirimin yapılması üzerine, idarenin, süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dâhil olmak üzere, idare tarafından mücbir sebep halinin kabul edilebilmesi öngörülmektedir.

4.2. Kanun Taslağı’nın 7. maddesi uyarınca, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na 74.  maddesinin değiştirilmesi öngörülmektedir. Değişiklik uyarınca, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, kiraya verilmesi, trampası, arsa veya kat karşılığı inşaat yaptırılması ve irtifak hakkı tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiraya verilmesi ve kullanma izni verilmesi işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye dair daha evvel Maliye Bakanlığı’na verilen yetki, bu defa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmiştir. Aynı şekilde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, daha önce kanunda bulunmayan, arsa veya kat karşılığı inşaat yapılması ve irtifak tesisi hakkında düzenleme yönetmelik çıkarma yetkileri de tanınmıştır.

4.3. Kanun Taslağı’nın 10. maddesi uyarınca, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na Ek Madde 1’in eklenmesi öngörülmektedir. Ek madde 1 uyarınca, kanun kapsamında yapılacak satış, kira, trampa ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi işlemlerinin ihalelerinin elektronik ortamda yapılabileceği belirtilmiştir. Elektronik ortamda yapılacak ihalelere ilişkin olarak; ihale dosyalarının hazırlanması ve verilmesi, ihalenin ilanı, katılıma ilişkin belgelerin sunulması, tekliflerin hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi, ihalenin karara bağlanması ve onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının bildirilmesi ve sözleşmenin imzalanması gibi ihale süreci ile ilgili tüm hususların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkartılacak yönetmelikle belirleneceği ifade edilmektedir.

4.4. Kanun Taslağı’nın 23. maddesi doğrultusunda Kamu İhale Kanunu’nun 3. maddesinin (b) fıkrasına getirilen ekleme ile doğal afetler, kanuni grev, genel hastalık, kısmi veya genel seferberlik gibi mücbir sebep hallerinin istisna kapsamına alınması öngörülmektedir.

5. Kamu İhale Kanunu doğrultusunda, Orman Kanunu ve Milli Parklar Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 33. maddesi kapsamında; 6831 sayılı Orman Kanunu’na Geçici Madde niteliğinde 13 ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’na Geçici Madde 14’ün eklenmesi öngörülmüştür. Buna göre;

Orman Kanunu Geçici Madde 13: 6831 sayılı Orman Kanunu’na tabi olarak; Devlet ormanlarında gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına verilen izinlerden, 01.04.2020 tarihi ve 30.06.2020 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken bedellerin, hiçbir başvuru şartı aranmaksızın üç ay ertelenmesi ve bu alacakların, ertelenen süre sonuna kadar herhangi bir gecikme zammı veya faizi uygulanmadan tahsil edilmesi öngörülmektedir. Turizm tesisi maksadıyla verilen izinlerin kapsam dışında tutulması öngörülmektedir. İzinlerde ilk yıl bedellerine karşılık banka teminat mektubu alınarak yer teslimi yapılması öngörülmüş ve böylece ormanlık alanda ilk defa izne konu edilen sahalarda ertelen ilk yıl bedellerine karşılık teminat mektubu alınarak yer teslimi yapılmasında, sahadaki ağaçların kesilmesinden sonra talepten vazgeçilmesi ve gereksiz ağaç kesilmesinin önlenmesinin amaçlandığı belirtilmektedir.

2873 sayılı Millî Parklar Kanunu Geçici Madde 14: 2873 sayılı Millî Parklar Kanunu’na tabi olan ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılan kiralamalardan 01.04.2020 tarihi ve 30.06.2020 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken bedellerin, üç ay ertelenmesi ve bu alacakların, ertelenen süre sonuna kadar herhangi bir gecikme zammı veya faizi uygulanmadan tahsil edilmesi öngörülmektedir.

Turizm tesisi maksadıyla verilen izinler hariç olmak üzere  6831 sayılı Orman Kanunu’na tabi olarak; Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu gereğince kiraya verilen mesire yerleri ve taşınmazlar ile 2873 sayılı Millî Parklar Kanunu’na tabi olarak; Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu gereğince kiraya verilen yerlerde, 01.04.2020 tarihi ve 30.06.2020 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken bedellerin, hiçbir başvuru şartı aranmaksızın üç ay ertelenmesi ve bu alacakların, ertelenen süre sonuna kadar herhangi bir gecikme zammı veya faizi uygulanmadan tahsil edilmesi öngörülmektedir.

6. Hazineye Ait Taşınmazların Değerlendirilmesi ve KDV Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 8. maddesi kapsamında; 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a Ek Madde 7’nin eklenmesi öngörülmüştür.

Buna göre; doğal afetler (yangın, deprem, su baskını vs.), ülkede genel veya kısmi seferberlik ilanı, genel veya kısmi grev, lokavt gibi kısmi hak kullanımından doğan imkânsızlıkların meydana gelmesi, bulaşıcı hastalık, salgın gibi olayların çıkması ve benzeri hâller gibi mücbir sebeplerin varlığı halinde; Hazine taşınmazlarına ilişkin olarak sözleşmeye istinaden ödenmesi gereken bedeller ile ecrimisil bedellerinin mücbir sebep halinin devamı süresince alınmamasına, erteleme, indirim, taksitlendirme yapılmasına, bunlara ilişkin faiz alınmamasına veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz uygulanmasına ve diğer hususları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

7. Belediye Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 9. maddesi kapsamında; 4393 sayılı Belediye Kanunu’na Ek Madde 4’ün eklenmesi öngörülmüştür. En önemli değişikliklerden biri (aşağıda detaylı belirtildiği üzere), Belediye tarafından yapılan satış, ecrimisil ve kiralamadan kaynaklanan bedellerin veya tutarların mücbir sebep süresince alınmamasına, erteleme, indirim, taksitlendirme yapılmasına, bunlara ilişkin faiz alınmamasına veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz uygulanmasına ve diğer hususları belirlemeye, yine bu süreler kadar sözleşme sürelerinin uzatılması yönünde yetki verilmesidir.

Belediye Kanunu’na yapılan ekleme uyarınca;

  • Doğal afet ve salgın hastalık gibi mücbir sebep hallerinde meclis, encümen veya ihtisas komisyonları toplantılarının, bilişim ve teknik altyapısı yeterli olan belediyelerde gerekli tedbirler alınarak sesli, görüntülü ve anlık iletişim teknolojileri vasıtasıyla yapılabileceği, bu şekilde yapılamayan toplantıların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca ertelenebileceği düzenlenmiştir.
  • Belediyenin, doğal afet ve salgın hastalık gibi toplu taşıma hizmetlerinin kesintisiz olarak sürdürülebilirliğine etki edecek olağanüstü durumların gerçekleşmesi halinde, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan gerçek ve tüzel kişilere, olağanüstü durumlar ve alınan tedbirler nedeniyle toplu taşıma hizmetinin aksayan yönlerinin giderilmesi ve kesintisiz olarak yürütülebilmesiyle sınırlı olacak şekilde belediye meclisi kararıyla gelir desteği ödemesi yapabileceği, belirlenen döneme tekabül eden borçlarını (ruhsat, izin, hat kirası vb.) faizsiz olarak erteleyebileceği düzenlenmiştir.
  • Cumhurbaşkanı, doğal afet ve salgın hastalık gibi durumlarda belediye ve bağlı kuruluşlarının; gelir vergisi tevkifatı, tüm sosyal sigorta prim ödemelerini, elektrik enerjisi borçları ile su tüketimine bağlı alacaklarını gerektiği süreye kadar gecikme faizi veya zammı işletilmeksizin ertelemeye yetkili kılınmıştır.
  • Mücbir sebeplerin varlığı halinde, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin mülkiyetinde veya tasarrufunda olan taşınmazlara ilişkin olarak ilgili mevzuatınca yapılan satış, ecrimisil ve kiralamadan kaynaklanan bedellerin veya tutarların mücbir sebep süresince alınmamasına, erteleme, indirim, taksitlendirme yapılmasına, bunlara ilişkin faiz alınmamasına veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz uygulanmasına ve diğer hususları belirlemeye, yine bu süreler kadar sözleşme sürelerinin uzatılmasına bağlı kuruluşlarda yönetim kurulu kararı ile genel müdür, belediye ve birliklerde encümen kararı ile belediye veya birlik başkanı yetkili kılınmıştır.
  • Doğal afet ve salgın hastalık gibi mücbir sebep hallerinde faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunamayan işletmelerin yıllık ilan ve reklam vergileri ile çevre temizlik vergilerinin, faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunulamayan dönemlere isabet eden kısmının alınmayacağı belirtilmiştir.

8. Elektrik Piyasası Kanunu ve Termik Santral Kurulumu Hakkında Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 11. maddesi kapsamında; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında mevcut üretim veya otoprodüktör ön lisanslarını, lisanslarını ya da lisans başvuruları ile Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu tarafından, Termik Santral Kurulum Şartlı Rodövans İhaleleri neticesinde yapılan Sözleşmelerle ilgili değişiklikler öngörülmektedir.

Kanun Taslağı’nın 11. maddesi uyarınca; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce;

a) 14/3/2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında alınmış mevcut üretim veya otoprodüktör ön lisanslarını, lisanslarını ya da lisans başvurularını sonlandırmak isteyen tüzel kişilerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içerisinde EPDK’ya başvurmaları hâlinde ön lisansları, lisansları veya lisans başvuruları sonlandırılarak teminatlarının iade edileceği;

b) Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu tarafından ilgili mevzuatı kapsamında Termik Santral Kurulum Şartlı Rodövans İhaleleri neticesinde yapılan ancak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Termik Santral kurulumu tamamlanmayan sözleşmeler ile 6446 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında özelleştirme ihaleleri neticesinde yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden yenilenebilir enerji kaynakları veya yerli kömüre dayalı elektrik üretim tesisi kurulması amacıyla yapılmış Devir Sözleşmeleri ve Elektrik Satış Anlaşmaları bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içerisinde İdareye başvurulması halinde feshedilip tasfiye edeceği düzenlenmiştir. Bu durumda fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımların uygulanmayacağı, bu madde kapsamında sözleşmesi feshedilenin teminatının iade edileceği, fesih ve tasfiye nedeniyle idareden herhangi bir hak talebinde bulunulamayacağı ve düzenlenecek fesihnamelerden damga vergisi alınmayacağı belirtilmiştir.

9. Elektrik Tüketim Ücretleri Hakkında Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 12. maddesi kapsamında; 23/02/2017 tarihli ve 6824 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a aşağıdaki geçici madde eklenmesi öngörülmektedir.

Buna göre; 2021 yılının Eylül ayı sonuna kadar TEDAŞ’a iletilmek üzere dağıtım/perakende satış şirketlerine veya TEDAŞ’a başvurulması halinde, elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından (özelleştirme devir işlemleri sırasında TEDAŞ’a devredilmiş olan alacaklar), vadesi 01/02/2020 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla geldiği hâlde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş ve bu Kanunun 2. maddesi ile Geçici 1 inci maddesi uyarınca yapılandırılmamış olan alacakların ilk taksiti 2021 yılının Ekim ayının son gününe kadar ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam üç eşit taksitte ödeneceği şekilde yapılandırılacağı düzenlenmektedir.

Bu madde kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak dava açılması ya da icra takibi yapılması hâlinde bu Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (i), (j), (k), (l) ve (m) bentleri gereğince işlem yapılacağı ifade edilmiştir.

Maddenin devamında, kapsama giren tüm alacaklarla ilgili olarak, 01.02.2020 tarihinden itibaren 2023 yılı Ekim ayı son gününe kadar ilgili kanunlarda öngörülen zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarların red ve iadesinin yapılmayacağı, belirlenen ödemelerin yapılandırma kapsamında süresinde gerçekleştirilmemesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği belirtilmiştir.

10. Bankacılık Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 16. maddesi doğrultusunda Bankacılık Kanunu’nun 76. Maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak bankaların, müşterileri ile akdedilecek sözleşmelerin uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle yapılabilmesi öngörülmektedir. Düzenlemenin devamında ise Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin saklı tutulmasına ilişkin ifade kaldırılmak suretiyle bankalar ile tüketiciler arasında akdedilecek olan sözleşmelerin yazılı şekil şartı kuralının da bertaraf edilmesi öngörülmektedir.

Kanun Taslağı’nın yürürlüğe girmesi halinde bankaların müşterileri ile yapacağı sözleşmelerde yazılı şekil şartı aranmayacak olup bir bilişim ya da elektronik haberleşme yöntemiyle yapılabilmesi sağlanacaktır. Bu düzenleme kapsamında sözleşmelerin şekil ve içerik şartları Kurulun uygun görüşü alınarak belirlenecektir.

11. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 17. maddesi doğrultusunda kart çıkaran kuruluşlara kart hamilleri ile uzaktan iletişim araçları kullanılarak müşteriler ile akdedilecek sözleşmelerin uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle yapılabilmesi öngörülmektedir.

12. Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu (“Faktoring Kanunu”)’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 18. maddesi doğrultusunda Faktoring Kanunu’nun 38. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Faktoring sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesi zorunludur” düzenlemesi kapsamında yazılı şekil şartı kaldırılarak yerine sözleşmelerin uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle elektronik olarak yapılabilmesi öngörülmektedir. Bu düzenlemenin uygulamasına ilişkin usul ve esasların Kurul tarafından belirleneceği de Kanun Tasarısı ile düzenlenmiştir.

Bu düzenlemeyle uyumlu olarak Kanun Taslağı’nın 19. maddesi ile Faktoring Kanunu’nun 39. maddesinde de finansman sözleşmelerinde de aynı şekilde yazılı şekil şartının kaldırılması öngörülmektedir.

13. Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Türkiye Varlık Fonu Kanunu”)’da Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 20. maddesi doğrultusunda Türkiye Varlık Fonu Kanunu’nun 6. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen denetim raporların her yıl Haziran ayı yerine Eylül ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu’na sunulması öngörülmektedir. Kanun Taslağı’nın 21. maddesi ile Türkiye Varlık Fonu Kanunu’nun 8. maddesinin beşinci fıkrasında Türkiye Varlık Fonu ve Şirket ile alt fonlar ve Şirket tarafından kurulan diğer şirketlerin muaf tutulduğu düzenlemelerin genişletilmesi öngörülmektedir.

14. Dernekler Kanunu’nda Belirtilen Bildirim ve Beyannamelerin Verilme Sürelerinin Ertelenmesi

Kanun Taslağı’nın 24. maddesi doğrultusunda Dernekler Kanunu’na Ek Madde 3’ün eklenmesi ile mücbir sebep halleri belirtilerek tehlikeli salgın hastalık, ağır ekonomik bunalım veya olağanüstü hal ilan edilmesi durumunda bildirim ve beyannamelerin verilme sürelerinin ileri bir tarihe ertelenmesi, bu bildirimlerin süresi içerisinde verilmemesi halinde idari yaptırımların uygulanmaması yönünde İçişleri Bakanlığı tarafından karar verilebileceği öngörülmektedir. Düzenlemenin devamında ise sayılan hallerde derneklerin genel kurullarının ertelenmesine yine Bakanlıkça karar verilmesi öngörülmüştür.

15. Adres Bildirimi Hakkında Değişiklik

Kanun Taslağı’nın 25. maddesi doğrultusunda Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 50. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Adresi bildiriminde kişilerin yazılı beyanı esas alınır. Bildirim şahsen veya güvenli elektronik imza ile yapılır” düzenlemesi değiştirilerek adres bildirimin Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde şahsen veya e-devlet üzerinden yapılabileceği öngörülmüştür. Bu değişiklik ile güvenli elektronik imza şartı kaldırılarak e-devlet aracılığıyla adres bildirimi yapılabileceği değerlendirilmektedir.

16. Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun (“Ar-Ge Kanunu”)’unda Değişiklikler 

Kanun Taslağı’nın 30. maddesi ile Ar-Ge Kanunu’nun indirim, istisna, destek ve teşvik unsurlarını düzenleyen 3. maddesine getirilen ekleme ile mücbir sebep halleri tanımlanmış olup mücbir sebep hallerinin meydana gelmesi durumunda Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde yürütülen faaliyetlerin Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri dışında da yapılması öngörülmekte olup buna ilişkin izinlerin Cumhurbaşkanı tarafından verilebileceği düzenlenmiştir.

17. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 31. maddesi kapsamında; 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu uyarınca, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yürütülmesi gereken faaliyetlerin, mücbir sebep hali olarak değerlendirilebilen salgın hallerinde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bilgilendirilmesi şartıyla, Bölge dışından da yürütülebileceği öngörülmüştür.

18. Kooperatifler Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 34. maddesi kapsamında; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesinin sonuna eklenmesi planlanan fıkra ile; genel kurullara ilişkin deprem, salgın hastalık, savaş hali gibi önceden öngörülmesi imkânı bulunmayan mücbir sebeplerin ortaya çıkması halinde, İlgili Bakanlık’ın, genel kurul toplantılarını bu sebepler ortadan kalkıncaya kadar erteleyebilmesi ve erteleme kapsamındaki uygulamalara ve sonrasında yapılacak genel kurullara ilişkin usul ve esasları belirlemesi yetkisinin tanınması öngörülmüştür. Tasarının kanunlaşmasının akabinde, İlgili Bakanlık düzenlemeleri takip edilmelidir.

19. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda Değişiklikler

Kanun Taslağı’nın 41. maddesi kapsamında; getirilmesi planlanan ek madde ile; Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında el konulan ve tabii afet, salgın hastalık ve benzeri olağanüstü durumlarla doğrudan ilgili eşyanın, delil olarak saklanmasına gerek bulunmaması halinde el koyan idare veya ilgili kamu kurumu tarafından tahsisinin talep edilebilmesi öngörülmüştür.

20. Türk Ticaret Kanunu (“TTK”)’nda Değişiklikler

20.1 Kanun Taslağı’nın 42. maddesi kapsamında; TTK’nın 40. maddesinin 2. fıkrasında değişiklik yapılması öngörülmüştür: Mevcut mevzuat uyarınca; gerçek kişi tacirler ile ticaret şirketlerini temsile yetkili kılınan kimselerin tamamı, kuruluşta ve kuruluş sonrası dönemde ilk kez ticaret siciline tescilleri sırasında herhangi bir ticaret sicili müdürlüğünde huzurda imza beyanında bulunmakla yükümlü tutulmuştur.

Yapılması planlanan değişiklikle, imza beyanı yükümlülüğünün pratik olarak yerine getirilebilmesi amacıyla, ticaret sicili müdürlüklerinin yanında noterlerde de imza beyanında bulunulmasına imkân tanınması öngörülmektedir. İlaveten, tacirin ya da temsile yetkili kişinin Devlet veri tabanında imzasının bulunması halinde, ayrıca ticaret sicili müdürlüğüne gidilmesi gerekliliğinin ortadan kaldırılması ve işlemlerin tamamen elektronik ortamda yürütülmesine imkân tanınması planlanmıştır. Uygulamanın detayları için, Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğin takibi gerekmektedir.

20.2 Kanun Taslağı’nın 43. maddesi kapsamında; anonim şirketlerde denetçinin seçimine ilişkin TTK’nın 399/6 maddesinde, anonim şirketin faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilmemişse, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine mahkeme tarafından denetçi atanabileceği düzenlenmiştir.

Kanun Taslağı ile bu düzenlemede yapılması amaçlanan değişiklik ile, “anonim şirketin faaliyet döneminin beşinci ayının sonuna kadar” denetçi seçimin yapılmamış olması halinde, mahkemeden denetçi atanmasının talep edilebilmesi öngörülmektedir.

Buna göre Kanun Taslağı’nın devamı maddelerinde olağan genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin sürelerde yapılması öngörülen değişikliklerle uyumlu olacak şekilde, olağan genel kurulda seçilecek denetçinin seçimine ilişkin sürede de değişiklik yapılması amaçlanmıştır.

20.3 Kanun Taslağı’nın 44. maddesi kapsamında; anonim şirketlerin olağan genel kurul toplantılarını düzenleyen TTK’nın 409. maddesinde, anonim şirketlerde olağan genel kurul toplantısının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması gerektiği düzenlenmiştir.

Kanun Taslağı ile amaçlanan değişiklik ile, anonim şirketlerde olağan genel kurul toplantısının her faaliyet dönemi sonundan itibaren beş ay içinde yapılması öngörülmektedir.

Buna göre genel kurul hazırlık işlemleri ile finansal tabloların ve denetim raporlarının hazırlanmasında anonim şirketlerde işlem yoğunluğunun yaşanmaması anlamında kolaylık sağlanması hedeflenmiştir.

20.4 Kanun Taslağı’nın 45. maddesi kapsamında; TTK’nın“Cezai Sorumluluk” başlıklı 562. maddesi, anonim şirketlerde cezai sorumluluk hallerini düzenlemektedir. Ayrıca limited şirketler bakımından da bu düzenlemeler kıyasen uygulama alanı bulmaktadır.

Kanun Taslağı ile maddeye yapılması amaçlanan ekleme ile, anonim şirketlerde 409. maddede ve limited şirketlerde 617. maddede öngörülen sürelerde olağan genel kurulu toplantıya çağırmayan anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri için 4.000 TL idari para cezası verilmesi öngörülmektedir.

Kanun Taslağı’nın 44. ve 46. maddeleri ile söz konusu sürelerin, “her faaliyet dönemi sonundan / her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren beş ay” şeklinde değiştirilmesi öngörülmekte olup, bu sürelere riayet edilmemesi halinde anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin ve limited şirketlerde müdürlerin cezai sorumluluklarının doğacağı değerlendirilmektedir.

Buna göre, daha önce anonim ve limited şirketlerde olağan genel kurul toplantılarının zamanında yapılmaması bakımından Kanun’da açık bir yaptırım öngörülmezken, bu defa yapılması amaçlanan değişiklik ile bu konunun yönetim kurulu üyelerinin / müdürlerin cezai sorumluluğunu doğuracağı hususu açıkça mevzuatta düzenlenmiş olacaktır.

20.5 Kanun Taslağı’nın 46. maddesi kapsamında; TTK’nın limited şirketlerin genel kurul toplantılarını düzenleyen 617. maddesinde, limited şirketlerde olağan genel kurul toplantısının her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılması gerektiği düzenlenmiştir.

Kanun Taslağı ile amaçlanan değişiklik ile, limited şirketlerde olağan genel kurul toplantısının her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren beş ay içinde yapılması öngörülmektedir. Buna göre, anonim şirketler için olduğu gibi, limited şirketler bakımından da benzer amaçlarla aynı imkân getirilmiştir.

20.6 Kanun Taslağı’nın 47. maddesi kapsamında; TTK’ya eklenmesi amaçlanan Geçici Madde 13 ile, devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketler hariç olmak üzere; sermaye şirketlerinin, 31/12/2020 tarihine kadar dağıtabilecekleri nakit kâr payı tutarı 2019 yılı net dönem kârının %25’ini aşmaması ve genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilememesi; ayrıca genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının %25’ini aşan kısma ilişkin ödemelerin 31/12/2020 tarihine kadar ertelenmesi öngörülmektedir.

Buna göre Kanun Taslağı ile, salgının ekonomik faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin bertaraf edilebilmesi amacıyla, sermaye şirketlerinin 2019 yılı dönem kârına ilişkin olarak 2020 yılında yapacakları kâr payı dağıtımına kısıtlamalar getirilmiş ve sermaye şirketlerinin kaynaklarının nakit kâr dağıtımı yapılmak suretiyle azaltılmaması, şirketlerin mevcut öz kaynak yapılarının korunması ve ilave finansman ihtiyacının doğmaması amaçlanmıştır.

21. Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“Perakende Kanunu”)’da Değişiklikler

21.1 Kanun Taslağı’nın 48. maddesi kapsamında, 6585 sayılı Perakende Kanunun 7. maddesinin değiştirilmesi öngörülmektedir. Buna göre; Perakende Kanunun “Ödeme süresi” başlıklı 7. maddesi, üreticiler veya tedarikçiler ile perakende işletmeler arasındaki alım satım işlemlerinden kaynaklı ödemelerin, sözleşmede öngörülen tarihte yapılmasının esas olduğunu; ancak üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde bozulabilen hızlı tüketim mallarına ilişkin ödemelerin süresinin alacaklı üretici veya tedarikçinin küçük işletme, borçlunun ise büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde teslim tarihinden itibaren otuz günü geçemeyeceğini düzenlemektedir.

Kanun Taslağı ile maddede yapılması amaçlanan değişiklik ile, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler arasındaki alım satım işlemlerinden kaynaklanan ödemelerin, sözleşmede öngörülen tarihte yapılması esasının korunması; ancak üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde bozulabilen hızlı tüketim mallarının yanı sıra et ve süt ürünlerine ilişkin ödemelerin süresinin de borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde, malın teslim tarihinden itibaren otuz günü geçememesi öngörülmüştür.

Buna göre,

  • Sadece üretici ve tedarikçilerin perakende işletmeler ile aralarındaki ödeme ilişkileri değil; tüm bu üç aktörün aralarındaki ödeme ilişkilerinin düzenleme altına alınması suretiyle maddenin genişletilmesi;
  • Açıkça et ve süt ürünleri bakımından da ödeme süresinin otuz günü aşmaması kuralının getirilmesi;
  • Otuz günlük ödeme süresinde alıcının küçük ölçekte olması kuralının kaldırılması

amaçlanmıştır.

21.2 Kanun Taslağı’nın 49. maddesi kapsamında, Perakende Kanunu’nun “Ceza hükümleri” başlıklı 18. maddesinde, Kanun’daki birtakım düzenlemelere aykırı hareket edenlere verilecek idari para cezasına ilişkin yeni düzenlemeler yer almaktadır.

Kanun Taslağı ile bu maddede yapılması amaçlanan değişiklik ile, aşağıdaki fiiller için de idari para cezası verilmesi öngörülmüştür:

  • Perakende Kanunu’nun 7/1 maddesinde (bu madde yukarıda açıklanmıştır) öngörülen ödeme sürelerine uymayanlar için 500.000 TL’den fazla olmamak üzere süresinde ödenmeyen tutarın %25’i oranında idari para cezası verilmesi,
  • Kanun Taslağı ile Perakende Kanunu’a eklennmesi amaçlanan Ek 1 maddesine (bu madde aşağıda açıklanmıştır) aykırı olarak üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi haklı bir gerekçe olmaksızın bir mal veya hizmetin satış fiyatında aşırı artış yapanlar için 10.000 TL’den 100.000 TL’ye kadar idari para cezası verilmesi,
  • Kanun Taslağı ile Perakende Kanunu’na eklenmesi amaçlanan Ek 2 maddesine aykırı olarak üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından fiyat artışı beklentisi veya benzeri sebeplerle mal satışından kaçınanlar; piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunanlar için 50.000 TL’den 500.000 TL’ye kadar idari para cezası verilmesi.

Ayrıca öngörülen yeni düzenlemeye göre söz konusu idari para cezalarını (ve Perakende Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan diğer para cezalarını) uygulama yetkisi Ticaret Bakanlığı’na ait olup, Bakanlık bu yetkisini merkez veya taşra birimlerine devredilebilecektir.

Buna göre Kanun Taslağı ile, yapılan düzenlemelere uymayanlar hakkında işlenen fiilin ağırlığına göre idari yaptırım uygulanabilmesine ve bu yetkinin merkez veya taşra birimleri tarafından da kullanılabilmesine imkân sağlanmıştır.

21.3 Kanun Taslağı’nın 50. maddesi kapsamında, Kanun Taslağı ile, fahiş fiyat ve stokçuluğa ilişkin düzenlemelerin Perakende Kanunu’na eklenmesi amaçlanmaktadır.

Kanun Taslağı’nda, Perakende Kanunu’na eklenmesi amaçlanan,

  • Ek Madde 1 ile, fahiş fiyat bakımından üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi haklı bir gerekçe olmaksızın bir mal veya hizmetin satış fiyatında aşırı artış yapılamaması,
  • Ek Madde 2 ile, stokçuluk bakımından üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından fiyat artışı beklentisi veya benzeri sebeplerle mal satışından kaçınılamaması; piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaması,

öngörülmüştür.

Bu düzenlemeler ile, özellikle temel gıda ve ihtiyaç maddeleri ile temizlik ve sağlık ürünleri gibi belli ürün gruplarında yaşanan talepteki olağandışı artış nedeniyle piyasada karşılaşılan haksız fiyat artışlarının mağduriyete sebep olduğu dikkate alınarak, piyasanın olağan akışını bozarak piyasa aksaklıklarına sebep olan ve kamunun genel menfaatine uygun olmayan haksız ve rekabeti bozucu faaliyetlere yönelik idari ve hukuki tedbirlerin ivedilikle uygulamaya konulması amaçlanmıştır.

22. Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun’da Değişiklik

22.1 Kanun Taslağı’nın 51. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’un 3. maddesi, ticaret gemilerinin tahsis edildikleri işlere ve yapacakları yolculuklara göre tekne, makine, kazan, genel donanım, can kurtarma, yangından korunma ve yangın söndürme ve sair araç ve teferruatının haiz olmaları gereken durumlar yılda en az bir defa denetlenmekte, yolcu gemileri dışındaki ticaret gemilerinin sualtı denetlemeleri ile iki yılda bir yapılabilmektedir. Kanun Taslağı ile söz konusu maddenin değiştirilmesi ve ticaret gemilerinin bu madde kapsamında haiz olmaları gereken durumlar ve bu hususların denetiminin doğrudan yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür.

Buna göre, denizcilik sektöründe kullanılan teknolojilerin ve sistemlerin hızlı bir şekilde değişmesinden dolayı gemilerde seyir emniyetini sağlayan unsurların da hızla değişmesi sebebiyle, bu hususların güncellik sağlanarak yönetmelikle belirlenmesi amaçlanmış olup, Kanun Taslağı’nın ardından bu konuya bir yönetmelik çıkarılacağı değerlendirilmektedir.

22.2 Kanun Taslağı’nın 52. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’a eklenmesi amaçlanan Geçici Madde 4 ile, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Covid-19 salgını nedeniyle, ticaret gemilerine düzenlenen ve 11/3/2020 tarihinden itibaren süresi dolan denize elverişlilik belgelerinin süresinin, Kanun Taslağı’nın yürürlüğe gireceği tarihten itibaren 3 (üç) ay süre ile uzatılması öngörülmüştür. Kanun Taslağı’na göre bu süre, salgının devam etmesi durumunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca uzatılabilecektir.

Denize elverişlilik belgesi bulunmayan gemilere Liman Çıkış Belgesi de verilemediğinden, söz konusu gemiler ticaret yapamamaktadır. Yaşanan salgın nedeniyle alınan tedbirler doğrultusunda denize elverişlilik belgesi düzenlenmesi amacıyla ticaret gemilerinin denetlenmesinde güçlükler yaşanması sebebiyle, söz konusu denetimlerin gerçekleştirilmemesi ve süresi dolan denize elverişlilik belgesine ilişkin gemi sahiplerinin başvuru yapmamaları amacıyla, denize elverişlilik belgelerinin süresinin uzatılması amaçlanmaktadır.

23. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nda Değişiklik

23.1 Kanun Taslağı’nın 53. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2. maddesi sonuna “Sosyal ağ sağlayıcı” tanımı eklenmesi öngörülmüştür. Kanun Taslağı’na göre sosyal ağ sağlayıcı, “sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımla, iletişim ve haberleşme alanlarında kullanıcılar tarafından yoğunlukla tercih edilen sosyal etkileşim mecralarına ilgili Kanun’da yer verilmesi hedeflenmiştir.

23.2 Kanun Taslağı’nın 54. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’un “Bilgilendirme Yükümlülüğü” başlıklı 3. maddesi, içerik, yer ve erişim sağlayıcılarının tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmaları gerektiğini belirterek, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcısına idari para cezası verilmesini düzenlemektedir.

Kanun Taslağı ile bu maddeye yapılması öngörülen eklemeyle, ilgili Kanun kapsamında uygulanan idari para cezalarının, muhatabın yurt dışında bulunması halinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından doğrudan doğruya muhataba veya Türkiye’de bulunan temsilcisine “internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile” tebliğ edilebileceği ve bu tebliğin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre yapılan tebligat hükmünde olması amaçlanmaktadır.

Buna göre bu düzenleme ile, ilgili Kanun kapsamında verilen idari para cezalarının muhatabının yurt dışında bulunması halinde, tebligat aşamasında yaşanan sorunların çözülmesi amacıyla tebligatın nasıl yapılacağına ilişkin özel bir usul getirilmesi öngörülmüştür.

23.3 Kanun Taslağı’nın 55. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’un “Yer Sağlayıcının Yükümlülükleri” başlıklı 5. maddesi ile, yer sağlayıcının yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı; ancak yer sağladığı hukuka aykırı içeriği ilgili Kanun’a göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Yine aynı madde ile yer sağlayıcının, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlü olduğu da belirtilmiştir.

Kanun Taslağı ile bu maddenin devamına yapılması amaçlanan ekleme ile, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun yer sağlayıcıların anılan Kanun kapsamındaki yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetleme ve denetlettirme yetkisi verilmesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun gerekli gördüğü hallerde bu görevleri yerine getirirken yerinde inceleme veya denetim yapabilmesi veya yaptırabilmesi öngörülmüştür.

23.4 Kanun Taslağı’nın 56. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’a eklenmesi amaçlanan Ek Madde 4 ile,

  • Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, bu Kanunun 9 ve 9/A maddeleri kapsamındaki (yayın içeriğinin üçüncü kişilerin kişilik haklarını ihlal ettiği veya yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği iddia edilen) içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç 72 saat içinde cevap vermekle yükümlü olması, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya 100.000 TL’den 1.000.000 TL’ye kadar idari para cezası uygulanması,
  • Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, kendisine bildirilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ve yukarıda belirtilen başvurulara ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren raporları üç aylık dönemlerle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na bildirmesi,
  • Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmakla yükümlü olması,
  • Yukarıda anılan iki yükümlülüğü sosyal ağ sağlayıcıya, 1.000.000 TL’den 5.000.000 TL’ye kadar idari para cezası uygulanması,
  • Hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararı ile tespit edilen içeriğin sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesi durumunda, bildirime rağmen 24 saat içinde içeriği çıkarmayan veya içeriğe erişimi engellemeyen sosyal ağ sağlayıcının, doğan zararların tazmin edilmesinden sorumlu olması,
  • Bu yükümlülüklerine ek olarak sosyal ağ sağlayıcının içerik veya yer sağlayıcısı olmasından doğan sorumluluk ve yükümlülüklerinin ayrıca devam etmesi

öngörülmüştür. Buna göre, özellikle muhatap bulunamayan yurt dışı kaynaklı sosyal ağlar bakımından idarenin müdahalesi ve bu mevzuattan kaynaklanan hakların kullanımının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.

24. Elektronik Haberleşme Kanunu’nda Yapılan Değişiklik

24.1 Kanun Taslağı’nın 57. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’un “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesi sonuna “Şebekeler üstü hizmet” tanımı eklenmesi öngörülmüştür. Kanun Taslağı’na göre şebekeler üstü hizmet, “internet erişimine sahip abone ve kullanıcılara, işletmecilerden veya sağlanan internet hizmetinden bağımsız olarak bir yazılım vasıtası ile sunulan; sesli, yazılı, görsel iletişim kapsamındaki kamuya açık elektronik haberleşme hizmetleri veya yazılım platformu vasıtasıyla sunulan uygulama hizmetleri” olarak tanımlanmıştır.

Buna göre Kanun Taslağı ile Viber, Whatsapp, Zoom, Skype gibi uygulamalar aracılığıyla verilen şebekeler üstü (OTT – Over The Top) hizmetin mevzuatta tanımlanması amaçlanmaktadır.

24.2 Kanun Taslağı’nın 58. maddesi kapsamında, ilgili Kanun’a yapılması amaçlanan ekleme ile, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun kamu yararı gereklerini göz önünde bulundurarak şebekeler üstü hizmet sunumuna ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaya, yetkilendirilmeksizin şebekeler üstü hizmet sunumunun engellenmesine ilişkin tedbirleri almaya, gerektiğinde işletmecilere Kurum düzenlemelerinde öngörülen tedbirlerin alınması için yükümlülük getirmeye yetkilendirilmesi öngörülmüştür. Buna göre şebekeler üstü hizmet veren, yukarıda belirtilenler gibi uygulamalara idarenin müdahale etmesi imkânı getirilmesi amaçlanmaktadır.

III.SONUÇ:

Görüleceği üzere, yukarıda belirttiğimiz değişiklik önerilerini içerir Kanun Taslağı ile, tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan Covid-19 salgınının önlenmesi ve etkilerinin azaltılması amacıyla sosyal ve ekonomik hayata ilişkin tedbirler alınması amaçlanmıştır.

Bu tedbirlerden bir bölümü “mücbir sebep” ve “salgın hastalık” olaylarına atıf yapılması suretiyle getirilmesi öngörülen değişiklikler ve geçici maddeyle veya belirli tarihlere ve sürelere bağlı olarak getirilmesi öngörülen değişikliklerin mevcut Covid-19 salgını süreci için geçici olarak öngörülen hususlar olmakla birlikte, bu olaylara atıf yapmayan, geçici maddeyle getirilmeyen veya belirli tarihlere ve sürelere bağlı olarak öngörülmeyen diğer değişikliklerin Covid-19 salgını sürecinden bağımsız olarak kalıcı düzenlemeler olarak getirilebileceği değerlendirilmektedir.

Yine, Kanun Taslağı’nda yer alan bazı düzenlemelerde öngörülen süreler bakımından bakanlıklar ve ilgili kurumların, bu süreleri uzatabileceği hususu da önem arz etmektedir.

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.