4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“4054 sayılı Kanun”)’un yürürlüğe girmesiyle Türk Hukuku’nda ilgi uyandıran rekabet düzenlemeleri, piyasadaki rekabet ortamının sağlıklı bir şekilde işlemesini amaçlamaktadır. Bir başka deyişle 4054 sayılı Kanun’dan kaynaklanan Rekabet Hukuku düzenlemeleri, piyasadaki rekabetçi ortama odaklanmakta olup piyasa yapısını kontrol ederek rekabetçi düzenin kendisini korumayı amaçlamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“6102 sayılı Kanun”)’ndan doğan Haksız Rekabet fiillerine ilişkin düzenlemelerde ise yanıltıcı reklamlar, ticari ürün ve markaların kopyalanması, ticari sırların ifşası, rakip karalama, yıkıcı fiyatlandırma, ayrımcılık gibi çok daha geniş kapsamlı olarak birtakım ticari uygulamalara yönelik kurallar öngörmüştür. Ancak kapsam olarak birbirinden ayrışan yaklaşımlara sahip olan bu iki alanın amacı temelde rekabeti korumaktır. Yalnızca amaca yönelik geliştirdikleri perspektifler birbirinden farklıdır. Bu sebeple, bu iki hukuk alanı birçok konularda birbirini desteklemekte hatta birbiriyle uygulamada kesişmektedir.
4054 sayılı Kanun’daki Rekabet Hukuku düzenlemeleri ile 6102 sayılı Kanun’da düzenlenen Haksız Rekabet kuralları, yukarıda da belirttiğimiz üzere, temelde rekabeti koruma amacına dayansa da bu iki hukuk dalı arasında bazı yöntemsel farklılıklar bulunmaktadır. 4054 sayılı Kanun’daki Rekabet Hukuku düzenlemeleri, makro düzeyde bir koruma sağlarken, 6102 sayılı Kanun’nda yerini alan Haksız Rekabete ilişkin hükümler mikro düzeyde rekabeti korur. 4054 sayılı Kanun, piyasa düzenini kontrol ederken, 6102 sayılı Kanun’daki Haksız Rekabete ilişkin düzenlemeler ise ticari davranışları konu alarak ticari suiistimalleri engellemeye çalışır. Bu nedenle, işbu iki hukuk dalını birbirinden tamamen ayrıştırmak mümkün değildir.
4054 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Kanun’un haksız rekabete ilişkin hükümleri bazı durumlarda kesişmekte olup her iki Kanun’dan doğan düzenlemeler birlikte uygulama alanı bulabilmektedir. Kesişme halleri kapsamında ilk akla gelenler ise aşağıda detaylıca ele alınmıştır:
1. Yıkıcı Fiyatlandırma
Yıkıcı Fiyatlandırma, bir teşebbüsün, rakiplerini pazar dışına itmek veya potansiyel rakiplerinin pazara girmesini engellemek amacıyla uyguladığı aşırı düşük bir fiyatlandırma stratejisidir. Bu tür bir fiyatlandırma, eğer teşebbüs hâkim durumdaysa, 4054 sayılı Kanun uyarınca hâkim durumun kötüye kullanılması olarak kabul edilir. Çünkü hâkim bir teşebbüs, bu maliyet altı fiyatlandırmanın altından finansal olarak kalkabilirken hâkim durumda olmayan bir teşebbüs bunun altından kalkamayacağından pazardan silinir. Bu da piyasadaki rekabet ortamının devamlılığını sağlama amacına aykırı olup hâkim durumun kötüye kullanılması mahiyetindedir.
Bu dürüst olmayan uygulama, aynı zamanda 6102 sayılı Kanun düzenlemelerinden kaynaklanan Haksız Rekabet Hukuku’nun da denetleme alanındadır. Nitekim bu dürüstlük kuralına aykırı bir ticari uygulama olup 6102 sayılı Kanun’un 55. maddesi uyarınca yasaklanmıştır.
2. Boykot
Boykot, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin d bendinde “…piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,” şeklinde açıkça rekabeti sınırlayıcı haller arasında sayılmıştır. Böyle bir eylem birden çok şirketin anlaşmasıyla gerçekleşiyorsa aynı zamanda 4054 sayılı Kanun anlamında rekabeti kısıtlayıcı anlaşma (kartel) olarak değerlendirilecektir. Hatta tek taraflı boykot girişimleri dahi piyasa etkilerine göre antitröst kavramı açısından ihlale yol açabilmektedir. 4054 sayılı Kanun’un kapsamında olan boykot, aynı zamanda 6102 sayılı Kanun’da yer alan Haksız Rekabet düzenlemelerinin de alanına girmektedir. Şöyle ki; üretilen mal ve hizmetlerde veya piyasaya mal ve hizmet sunan teşebbüslerin sayılarında azalmaya neden olabilecek boykot uygulamaları, aynı zamanda toplumsal faydayı da azaltmakta olup dürüstlük kuralına aykırı bir ticari uygulamadır. Bu nedenle boykot uygulamaları, haksız rekabete sebebiyet verebilecektir. Keza doktrinde de boykot, 6102 sayılı Kanun’da yer alan haksız rekabet kuralları ile 4054 sayılı Kanun düzenlemeleri kapsamındaki tipik örtüşme alanlarından biri olarak gösterilmektedir.
3. Rakibi Kötüleme ve Aldatıcı Bilgiler
Rakip teşebbüsü kötülemek, onun ürün/hizmetleri hakkında asılsız, yanıltıcı beyanlar yaymak 6102 sayılı Kanun m. 55/1 bent (a) uyarınca açıkça haksız rekabet halleri arasında sayılmıştır. Örneğin bir teşebbüsün, rakibinin finansal durumu veya ürünlerinin niteliği hakkında gerçeğe yansıtmayan olumsuz söylentiler yayması dürüstlük kuralını ihlal edecektir. Bu tip karalama faaliyetleri normalde 4054 sayılı Kanun kapsamın girmezken, eğer karalama yapan teşebbüs hâkim konumdaysa durum farklı bir boyut kazanır. Nitekim bu durumda, karalamaya uğrayan teşebbüsün pazar dışına itilmesi söz konusu olabilecektir.
4.Pazara Girişin Engellenmesi ve diğer yöntemler
Bazı teşebbüsler, tedarikçileri ve/veya bayileri üzerinde baskı kurarak sadece kendileri ile çalışmaya zorlayabilmektedir. Buna 4054 sayılı Kanun kapsamında münhasırlık denilmektedir. Münhasırlık, teşebbüs hâkim durumda ise 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi, değilse 4. maddesi kapsamında ele alınabilmektedir. Nitekim bu husus, Hâkim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Davranışlarına İlişkin Kılavuz’da da açıkça ifade edilmiştir. Bu kapsamda, bir teşebbüsün dürüstlük kuralına aykırı olarak münhasırlık dayatması, her iki alanın da değerlendirme alanı içerisinde olacaktır.
4054 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Kanun’da yer alan haksız rekabet düzenlemelerinin kesiştiği noktalar bunlarla sınırlı olmayıp esasında iki tutumun yer aldığı bir davranışta her iki Kanun’un kuralları da devreye girecektir. Bunlar: (i) Pazara girişin engellenmesi, Pazar dışına itme, (ii) Rakip hakkında gerçeği yansıtmayan beyanlar yaymak olarak sayılabilir.
Sonuç olarak, bu iki hukuk alanının arasındaki ilişki zaman zaman piyasa aktörleri nezdinde karışıklığa sebebiyet verebilse de iki alanın da temel amaçları olan rekabeti korumayı, farklı perspektiflerde ele almak suretiyle birbirlerini birçok açıdan desteklemekte ve birbirleriyle kesişmektedir.
Kurucu Ortak Av. Nedim Korhan Şengün
Av. Dila Yıldırım