Türkiye’de yatırım ortamının geliştirilmesi ve yatırımların artırılması amacıyla çeşitli teşvik sistemleri uygulanmakta olup, bu kapsamda sağlanan sigorta destekleri, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından önemli bir teşvik unsuru olarak öne çıkmaktadır. Yabancı yatırımcılara tanınan hakların yerli yatırımcılardan hangi noktalarda ayrıştığı sorusu zaman zaman merak konusu olabilmektedir, bu yazımızda durum yabancı ve yerli yatırımcılar bakımından değerlendirilerek yatırımcılara sunulan sigorta teşvikleri açıklanacaktır.
A. Yatırımcılara Uygulanan Sigorta Teşvikleri
Yatırımcılar için uygulanan teşvikler temel olarak 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’da, bu kararda değişiklik yapan diğer kararlarda ve Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’de düzenlenmektedir.
Bu çerçevede, sigorta desteklerine ilişkin düzenlemeler de ilgili kararın sigorta primi işveren hissesi desteğini konu alan 12. maddesinde ve sigorta primi desteğini konu alan 13. maddesinde yer almaktadır. Kararda yer alan sisteme göre destek süreleri ve oranları yatırımın bölgesi ile türüne göre değişmektedir.
Yukarıda bahsedilen tebliğin müracaata ilişkin dördüncü maddesi uyarınca “Gerçek kişiler, adi ortaklıklar, sermaye şirketleri, kooperatifler, birlikler, iş ortaklıkları, kamu kurum ve kuruluşları (…) ve kamu kuruluşu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler ve vakıflar ile yurt dışındaki yabancı şirketlerin Türkiye’deki şubeleri” teşvik belgesi düzenlenmesi için müracaat edebilmektedir. Dolayısıyla yatırımcının yabancı veya yerli olması sigorta desteklerinden faydalanılması önünde bir engel değildir.
i. Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği
Bu destek türünde, yatırımla sağlanan istihdam için asgari ücret tutarı üzerinden hesaplanan sosyal sigorta primi işveren payı devlet tarafından karşılanmaktadır. Stratejik yatırımlar ve bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında desteklenen bir yatırım olması gerekir. Destek, tamamlama vizesi yapılmış teşvik belgesinde kayıtlı istihdamı aşmamak kaydıyla uygulanır.
Bölgesel teşvik uygulaması kapsamında desteklenen yatırımların yapıldığı bölgeye göre destek süresi 2 yıl ile 10 yıl arasında değişmektedir. Stratejik yatırımlarda ise bölgeye göre bu süre 7 yıl veya 10 yıldır.
Sigorta primi işveren desteğinin sabit yatırım tutarına maksimum oranı da belirlenmiştir. Oranlar, yatırımın bölgesine göre 1’den 5’e kademeli olarak artacak şekilde; bölgesel teşvik uygulamalarında %10 ile %35 arasında değişmektedir. Stratejik yatırımlarda ise ilk beş bölgede %15’lik oranı geçemeyeceği, ancak Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlarda maksimum oranın uygulanmayacağı belirtilmiştir. Teşvik belgesi düzenlenmesine ilişkin müracaat aşamasında yapılacak talep doğrultusunda yukarıda belirtilen oranlar yarısı kadar artırılarak uygulanır ancak bunun için vergi indiriminden yararlanılmaması şarttır.
Ayrıca, yatırımın yapıldığı tesiste alt işverenlerce çalıştırılan işçi sayısının da dikkate alınabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme aşağıda açıklanacak olan işçi hissesi desteği için de geçerlidir.
Primlerin devlet tarafından karşılanabilmesi için, aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde SGK’ya sunulması ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutar ile Bakanlık (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) tarafından karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın yasal süresi içerisinde ödenmiş olması şarttır.
ii. Sigorta Primi İşçi Hissesi Desteği
Bu destek türünde ise yatırımla sağlanan istihdam için asgari ücret tutarı üzerinden hesaplanan sosyal sigorta primi işçi payı devlet tarafından karşılanmaktadır. İşveren hissesi desteğinden farklı olarak bu destek yalnızca 6. bölgede stratejik yatırımlar ve bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında teşvik belgesine istinaden gerçekleştirilecek yatırımlarla sağlanan ilave istihdama yönelik olarak uygulanmaktadır. Benzer şekilde, destek, tamamlama vizesi yapılmış teşvik belgesinde kayıtlı istihdamı aşmamak kaydıyla uygulanmaktadır. Bu destek de işveren hissesi desteği gibi, tamamlama vizesi yapılan teşvik belgesinde kayıtlı istihdam sayısı ile sınırlı olarak uygulanmaktadır.
6. bölgedeki kapsam içi tüm yatırımlar bakımından tamamlama vizesinin yapılmasından itibaren 10 yıl süreyle uygulanmaktadır. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlar için 6. Bölge dışında uygulanması mümkündür. Bu çerçevede ilgili ürün yüksek teknoloji seviyesindeyse 7, değilse 5 yıl süreyle destek sağlanabilmektedir.
Destekten faydalanmak için, ilgili belgelerin zamanında SGK’ya sunulması ve Bakanlıkça karşılanmayan işçi hissesine ait tutarın yasal süresi içerisinde ödenmiş olması şarttır.
B. Yatırımcılar Arasında Eşitlik Prensibi
Yabancı yatırımcılarla yerli yatırımcıların istisnai durumlar haricinde eşit muameleye tabi tutulması; Anayasa’da yer alan kanun önünde eşitlik ilkesi, mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak AİHS’de yer alan ayrımcılık yasağı ve Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nda yer alan yatırım serbestisi prensibi ile bağlantılıdır. Bu durum ayrıca teşebbüslerin daha eşit şartlarda rekabet edebilmesi ve yatırım ortamının korunması ile de yakından ilgilidir. Bu eşitlik mutlak bir eşitlik olmasa da, yani özel durumlarda gereklilik ve ölçülülük dahilinde kanun ile veya anlaşmalar ile özel düzenlemeler yapılabilse de, temel konulardaki düzenlemelere çok büyük ölçüde hâkim olduğunu söylemek mümkündür.
Sigorta destekleri konusunda da durum böyledir. Yukarıda bahsedilen Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’da yer alan desteklerin kapsamı ve uygulanışı bakımından yabancı yatırımcı – yerli yatırımcı gibi bir ayrıma gidilmemiştir. Teşvik belgesinin alınması durumunda temel olarak yapılan yatırımın türüne (örneğin stratejik olup olmaması) ve bölgesine göre desteklerden faydalanılmaktadır.
C. Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye’de uygulanan sigorta teşvikleri bakımından yerli ve yabancı yatırımcılar arasında esaslı bir farklılık bulunmamaktadır. Devlet teşvik sistemleri; genel olarak yatırımın türüne, bölgesine ve stratejik önemine göre şekillenmekte olup, yatırımcının milliyeti esas alınarak ayrım yapılmamaktadır. Yazımızda ağırlıklı olarak sosyal sigorta prim destekleri ele alınmış olmakla birlikte, diğer sigorta alanlarında da mevcut mevzuat çerçevesinde yatırımcının milliyetine dayalı temel bir ayrım bulunmadığını belirtmek mümkündür. Bu durum, hem eşitlik ilkesine hem de uluslararası hukuk normlarına uygunluk göstermektedir.
İstisnai durumlarda belirli sınırlar çerçevesinde özel düzenlemelerin yapılabilmesi mümkün olsa da mevcut durumda sigorta destekleri bakımından kayda değer ölçüde farklılık yaratan bir düzenlemeye rastlanılmamaktadır. Bununla birlikte, spesifik bir teşvik türüne ilişkin şartların yerine getirilip getirilmediği konusunda yorum yapmadan önce, her bir olayın somut özelliklerine dayalı olarak mevzuattaki genel düzenlemelerin ve varsa proje bazlı desteklere ilişkin şartların detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Son olarak, somut yatırıma uygulanma şansı bulunan bir devletler arası anlaşma bulunup bulunmadığı da ayrıca incelenmelidir.













