• Anasayfa
Şengün & Partners Hukuk Yayınları
  • English
  • Deutsch
  • Français
  • Español
  • Italiano
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
    • Şirket Kuruluşu
    • Risk, Uyum ve Regülasyon
    • ESG
    • Bilişim Teknoloji Danışmanlığı
    • Dijital Dönüşüm
  • Makaleler
    • Nedim Korhan Şengün’den
    • Girişimcilik Merkezi
    • Küresel Yeşil Merkezi
    • Risk, Uyum ve Regülasyon Merkezi
    • Tahkim Sulh ve Arabuluculuk Merkezi
    • Sermaye Piyasası ve Finans İşlemleri Merkezi
    • Sigorta Merkezi
    • Entelektüel Varlık Yönetimi Merkezi
    • Kişisel Veriler Merkezi
    • Rekabet Hukuku Uygulamaları Merkezi
    • Yatırım Danışma Merkezi
    • Uluslararası Ticaret Hukuku Merkezi
  • Duyurular
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
    • Şirket Kuruluşu
    • Risk, Uyum ve Regülasyon
    • ESG
    • Bilişim Teknoloji Danışmanlığı
    • Dijital Dönüşüm
  • Makaleler
    • Nedim Korhan Şengün’den
    • Girişimcilik Merkezi
    • Küresel Yeşil Merkezi
    • Risk, Uyum ve Regülasyon Merkezi
    • Tahkim Sulh ve Arabuluculuk Merkezi
    • Sermaye Piyasası ve Finans İşlemleri Merkezi
    • Sigorta Merkezi
    • Entelektüel Varlık Yönetimi Merkezi
    • Kişisel Veriler Merkezi
    • Rekabet Hukuku Uygulamaları Merkezi
    • Yatırım Danışma Merkezi
    • Uluslararası Ticaret Hukuku Merkezi
  • Duyurular
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Şengün & Partners Hukuk Yayınları
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

Yabancı Menşeli Yatırımcılar için Yatırım Rehberliği

10 Ağustos 2022
içinde Makaleler
Okuma Süresi: 7 dk okuma
A A
Yabancı Menşeili Yatırımcılar İçin Yatırım Rehberliği
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de Paylaş

Türkiye’de Yatırım Yapma Sebepleri ve Avantajları

Günümüzde, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için, yabancı sermaye kazanımı oldukça önemsenmektedir. Türkiye’de de; yatırıma elverişli ortamların, özellikle yabancı yatırımcılar için daha cezbedici kılınması amacıyla sık sık politika düzenlemeleri yapılmakta ve aynı zamanda mevzuat hükümleri de yatırımcılara yönelik mümkün olduğu kadar basitleştirerek prosedürel basamaklar minimuma indirilmekte, pratik ve engelsiz bir yatırım süreci ön plana çıkartılmaktadır.

Türkiye’nin Asya ve Avrupa’yı birleştiren stratejik ve jeopolitik konumu ile küresel bağlantılar sağlaması, yıllık ortalama %5.4 GSYİH büyüme oranı ile büyüyen ve sektörel çeşitlilik açısından da gelişen ekonomisi, geniş iç pazarın yanı sıra serbest ticaret anlaşmaları ve 1,3 milyar tüketiciye erişim sağlayan bölgesel pazarları ile de; ekonomik açıdan tercih edilebilir bir konumdadır. Gerek sanayiye, kalkınmaya ve istihdama verilen üst düzey önem, gerekse yerel mevzuat kapsamındaki pratik uygulamalar, bürokratik esneklikler, yatırımı ve yatırımcıyı koruyan mekanizmalar ve yatırımcıya özel sunulan proje bazlı teşvikler, yabancı sermayenin ülkeye kazanımı için verilen önem ve sağlanan avantajlar arasında değerlendirilebilmektedir.

Yukarıda belirtilenler dışında, yatırımcılar için; kur farkından ötürü yatırımın maliyetinin düşmesi, yatırıma yönelik likidite ediniminin, kredi ve teşviklerin kolay ve erişilebilir olması da olumlu etkenlerdendir. Aynı zamanda; genç ve dinamik nüfusun etkisi ile istihdam bazında işgücü potansiyelinin yüksek, mesai süresinin verimli ve çalışan maliyetlerinin düşük olması da yabancı şirketler tarafından avantaj olarak görülmektedir. Aynı zamanda, global düzeyde Ar-ge ve teknoloji geliştirme destekleri, deniz, hava ve kara yolunda gelişmiş ulaşım imkanları, gelişmiş turizm ve sağlık sektörü de yatırımcıların ilgisini çeken diğer faktörler arasında yer almaktadır.

1. Yatırımların Hangi Şekillerde Yapılabileceği

Yatırımcılar istediği şirkette ve istediği türde şirket kurarak iş yapabilecektir.  Yatırım planlaması yapılırken, en önemli husus yatırımda minimum maliyetle maksimum verim hedefi gözetilmesi, yatırımcının beklenti ve isteklerine kısa vadede dönüş alınabilmesi olmalıdır. Bu noktada ise, yatırımın yapılacağı ülkenin yerel mevzuatını, bürokratik işleyişlerini, kurumlar arası bağlantıları, uluslararası ilişkileri ve sözleşmeleri, yatırım teşviklerini, yatırım yapılabilecek bölgelerini, kültür kodlarını bilen ve bu araçları objektif şekilde değerlendirerek yatırımcının menfaatini en üst konumda gözeten profesyonel bir danışmanlık hizmeti ile süreci yürütmek, yatırımın akıbeti açısından ciddi önem arz etmektedir.

Yatırımların hangi türlerde yapılabileceğini gerçek kişi ve tüzel kişi bazında özetlemek gerekir ise;

a) Gerçek Kişi Yatırımcı:

Yatırımcının Gerçek Kişi olması halinde; söz konusu yatırımcı, Türkiye’de kurulmuş bir şirkete gerçek kişi olarak ortak olabilmekte, Türkiye’de kurulmuş bir şirketin hisselerini devralarak ortak olabilmekte, gayrimenkul satın alabilmekte, sabit sermaye yatırımı yapabilmekte, menkul kıymet satın alabilmektedir.

b) Tüzel Kişi Yatırımcı:

Yatırımcının tüzel kişi olması halinde ise; bu tüzel kişilik, Türkiye’de yeni bir şirket kurabilir, şube açabilir, irtibat ofisi açabilir, yurtdışında kurulu şirketi kanalıyla Türkiye’deki bir şirkete ortak olabilir.

Gerçek veya Tüzel Kişi yatırımcının, yatırım şeklini belirledikten sonra; yatırım yapacağı yeri, sektörünü, yatırım projesinin konusunu, kapasitesini, maliyet hesabını, yatırımda kullanılacak araçları, kredileri, teşvikleri, risk analizini, kısa ve uzun vadedeki beklentilerini, finansal analizlerini yapması da yatırım planını somutlaştırmak adına önem arz etmektedir. Elbette, yatırımın kendi içindeki algoritmaları değerlendirilirken, aynı zamanda yatırımın yapılacağı bölgeye özgü faktörlerin de ayrıca değerlendirilmesi, bölgenin işleyişi, mevzuatı, kur farkından doğacak maliyet hesabı, ekonomik büyümesi ve kalkınması, iç pazardaki çeşitliliği, rekabet edilebilirliği, tüketici endeksi, enflasyon dengesi, siyasi ve politik etkileri, uluslararası ilişkileri de gözetilerek alınacak tedbirler doğrultusunda bir yol haritası çizilmesi mutlak gerekliliklerdendir.

Planlanan yatırımın ana bileşenleri arasında yer almayan ancak süreç devamlılığında ortaya çıkabilecek diğer risk uyum prensiplerine örnek vermek gerekirse, yer seçimi yapılan bölgede sektörel olarak rekabet edilebilirlik, tüketici kitlesi, kültür kodu, ulaşım imkanları, ihracat için elverişli konumda bulunup bulunmadığı, fabrikanın yapısı ve işleyişi, fabrika işleyişinde uzun vadede maddi açıdan sıkıntı çıkarabilecek riskler, yetkili sendika bulunup bulunmadığı, toplu iş sözleşmelerinin ne şekilde düzenlenmesi gerektiği, işçi ve işveren ilişkilerinin dengesi gibi hususlar da detaylıca değerlendirilmelidir. Sermayesi, marka değeri, piyasada bilinirliği ve rekabet edilebilirliği, üretim kapasitesi güçlü olduğu halde, salt fabrikanın işleyişinden, grev ve lokavt süreçlerinden kaynaklı ciddi maddi sıkıntıya uğrayan ve bu nedenle faaliyetini kalıcı olarak sonlandırma noktasına kadar gelen şirketler bulunmaktadır. Dolayısıyla yalnızca pratikteki bilgilerin yanı sıra, uygulama ile edinilecek bilgilerin de harmanlanarak değerlendirilmesi önem arz edecektir. Bir başka örnekte ise; A bölgesinde kurulmuş olan firma, süreci çok olumlu ilerletiyor, büyümeye hızla devam edebiliyor iken, aynı işlevdeki B bölgesinde kurulmuş olan firmanın birebir aynı özelliklere sahip olduğu halde geride kaldığı, diğer firma ile benzer olumlu dönüşleri alamadığı durumlar yaşanabilmektedir. Bu da yatırımın stratejik olarak nerede konumlandırılacağının her etken gözetilerek belirlenmesi gerektiğinin bir göstergesidir. Her etken bazında sayısız örnek, olumlu yanlar ve riskler süreç planlamasında detaylandırılabilecektir.

2. Yatırımların Hangi Bölgelerde Yapılabileceği ve Bölgelerin Avantajları

​​​​​Türkiye’de üç çeşit yatırım bölgesi bulunmaktadır;

a) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri – Teknoparklar: Teknoloji Geliş​tirme Bölgeleri (TGB), Ar-Ge çalışmalarını destekleyerek ve yüksek teknoloji alanındaki imkanlardan yararlanarak, katılımcıların teknoloji veya yazılıp ürettikleri veya geliştirdikleri, teknolojik buluşlarını ticari ürün, yöntem veya hizmete dönüştürdükleri bölgeleri temsil etmektedir.

Böylece; üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşlar ile üretim sektörleri arasında işbirliği sağlanmakta, sanayide uluslararası düzeyde rekabet edilebilir, yenilikçi, ihracata yönelik altyapı oluşturulmaktadır. Ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji odaklı üretimi, girişimleri ve start-upları desteklemek, yatırımcı ile girişimciyi buluşturarak yeni yatırım olanakları yaratmak adına bir çok avantajı bulunmaktadır.

​​b) Organize Sanayi Bölgeleri: Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), OSB mevzuatları çerçevesinde özel imar planları çerçevesinde kurulan ve mevzuata paralel faaliyet gösteren, sanayinin etkin faaliyetini ve düzenli yerleşkeyi sağlamak amacıyla, sanayi tesislerini bir araya toplayan, sanayicilerin arazi, ulaşım, enerji, yakıt, su, endüstriyel atıksu arıtma tesisi, hammadde gibi altyapıve gereksinmeleriyle ilgili ihtiyaçlarını karşılayan ve aynı zamanda çarpık kentleşmeyi ve sanayinin çevreye olabilecek olumsuz etkilerini azaltan tüzel kişiliktir.

OSB’lerin sağladığı en temel avantaj; her türlü fiziki ve sosyal altyapı çalışması tamamlanmış arazilerin,  maliyet bedeli üzerinden ve uzun vadeli olarak sanayiciye sunulmasıdır. Firmaların ortak çevre politikalarının, iletişim materyalleri ve planlarının, hizmet kuruluşlarının oluşturulmasına imkan sağlanmaktadır. Firmalar kendi bağımsız alanlarında ancak düzenli ve planlı bir yerleşkede bir arada bulunmakta, her türlü alt yapı ve fiziki ihtiyaçlarına pratik çözüm bulmakta, birbirleri ile bağlantı kurarak iş geliştirebileceği ortama sahip olmakta, malzeme ve enerji verimliliğini artırmak için firmalar arasında işbirliği sağlanmakta ve aynı zamanda bölgenin işleyişine yönelik doğrudan söz hakkı tanınmaktadır. Yönetim şekli müteşebbis heyetten genel kurula geçmiş OSB’lerde, her katılımcı, OSB’lerin aldığı kararlarda bizzatihi oy kullanma hakkına ve böylece sisteme ve işleyişe yön verme konumuna haiz olmaktadır.

c) Serbest Bölgeler ​​

Serbest Bölgeler, ülkenin siyasi alanları dahilinde sayılsa da; gümrük bölgeleri dışında konumlanan,  ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sanayi ve ticari faaliyetler ve projeler için daha geniş çapta teşviklere konu olan, özellikle ihracat odaklı yatırımları artırmayı hedefleyen özel alanlardır.  Serbest Bölgeler; Türkiye’de özellikle; Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki limanlar ile uluslararası ticaret yollarına erişimin kolay bir şekilde sağlanabildiği konumlarda yer almaktadır.

İhracat odaklı yatırımcılar için, özellikle teşvikler, vergi muafiyetleri, kar transferi ve ticaret rejimi kolaylığı açısından tercih edilebilir bir yatırım bölgesidir.

3. Yatırım Teşvikleri

Türkiye’de yatırımcıların, hedefledikleri yatırımları gerçekleştirmeleri için yatırımın türüne göre çok sayıda teşvik çeşidi bulunmaktadır. Genel teşvik, bölgesel teşvik, öncelikli yatırımlar (yenilenebilir enerji, test kontrol sistemleri gibi), stratejik Yatırımlar şeklinde sınıflandırılmıştır.

Yatırımlara ve yatırıma tabi tutulan teşvik türüne göre sağlanan destekler ise; kdv istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, sigorta primi işçi hissesi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, faiz veya kar payı desteği, yatırım yeri tahsisi, kdv iadesi, damga vergisi istisnası, harç istisnası, kdv istisnası, emlak vergisi muafiyeti ve indirimli amortisman oranı şeklinde olabilmektedir.

4. Sonuç:

Yukarıda açıklanan faktörler, her ne kadar hukuki birikimler doğrultusunda sunulmuş olan pratik ve özet bilgilerden oluşsa da; yatırım süreçlerinin kendi içinde kompleks bileşenlerden oluşması, kazanç ve kaybı bir arada barındıran riskli süreçler içermesi nedeniyle, her yatırımın konusuna, sektörüne, kapsamına ve bölgesine özgü spesifik bilgilendirmenin esas olması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Bu doğrultuda, özellikle yatırım rehberliği konusunda uzman bir ekipten danışmanlık hizmeti alınması, deneyimlerin, yatırım konusundaki bilgi ve birikimlerin, yenilikçi ve vizyoner bakış açısının sürece olumlu yön vermesinin sağlanması, yatırımın akıbeti açısından önem arz etmektedir.

PaylaşTweetPaylaş
Önceki Gönderi

Bankacılık Sektöründe Dijitalleşme – Yeni Nesil Bankacılık

Sonraki Gönderi

Teknoparklar ve Faydaları Üzerine

İlgili Gönderiler

İlgili Kişinin, Veri Sorumlusuna Başvuru Hakkı ve Veri Sorumlusunun Yükümlülükleri

İlgili Kişinin, Veri Sorumlusuna Başvuru Hakkı ve Veri Sorumlusunun Yükümlülükleri

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, veri sorumlusu olan işverenlerin kişisel verilerin işlenmesi konusundaki sorumlulukları önemi giderek daha...

Kurum İçi Girişimcilik

Belirli bir kurum bünyesindeki personellerin kendi iradeleri çerçevesinde söz konusu kurumdan ayrılmadan proje yahut fikir üretmeleri şeklinde tezahür eden, sıfırdan...

Rekabete Uyum ve Önemi

Rekabete Uyum ve Önemi

Ülkemizde gün geçtikçe daha yüksek sesle konuşulan bir konu, Rekabete Uyum Programı. Özellikle anonim şirketler olmak üzere teşebbüslerin tamamını ilgilendiren...

Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Ve İşten Çıkarma Yasağı Hakkında Bilgi Notu

Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Ve İşten Çıkarma Yasağı Hakkında Bilgi Notu

30 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7318 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”)...

Entelektüel Sermayenin Rekabet Gücü ve İşletme Performansına Etkisi

Günümüz ekonomi ve bilgi toplumunda rekabet işletmeler açısından kaçınılmaz bir hale gelmiştir. İşletmeler rekabet dünyasında ayakta kalabilmek için bilgi ve...

Kişisel Verilerin Yurtiçi ve Yurtdışına Aktarılmasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu (“Kanun”) uyarınca kişisel verilerin aktarımı; kişisel verilerin veri sorumlusu ya da veri işleyen tarafından...

Sonraki Gönderi

Teknoparklar ve Faydaları Üzerine

Son Makaleler

Gelişmekte Olan Ülkelerde Telif Hakkı Koruması: Kültürel Çeşitlilik ve Erişim Hakkı Arasında Denge Arayışı

Gelişmekte Olan Ülkelerde Telif Hakkı Koruması: Kültürel Çeşitlilik ve Erişim Hakkı Arasında Denge Arayışı

Uluslararası Yatırım Hukukunda Sigorta Destekli Yatırım Koruma Rejimleri ve Devletin Düzenleme Yetkisi ile Uyumu  

Uluslararası Yatırım Hukukunda Sigorta Destekli Yatırım Koruma Rejimleri ve Devletin Düzenleme Yetkisi ile Uyumu  

Uluslararası Satış Sözleşmelerinde Alacak Sigortası Kullanımı

Uluslararası Satış Sözleşmelerinde Alacak Sigortası Kullanımı

Yabancı Yatırımcılara Tanınan Sigorta Ayrıcalıklarının Ulusal Yatırımcılarla Karşılaştırmalı Analizi

Yabancı Yatırımcılara Tanınan Sigorta Ayrıcalıklarının Ulusal Yatırımcılarla Karşılaştırmalı Analizi

Uluslararası Telif Hakkı Standartlarının Uyumu: TRIPS Anlaşması ile WIPO Anlaşmaları Arasındaki Etkileşim

Uluslararası Telif Hakkı Standartlarının Uyumu: TRIPS Anlaşması ile WIPO Anlaşmaları Arasındaki Etkileşim

Yabancı Sermayenin Güvencesi Olarak Politik Risk Sigortası

Yabancı Sermayenin Güvencesi Olarak Politik Risk Sigortası

  • Anasayfa

© 2024 Şengün Partners

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
  • Makaleler
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Türkçe
    • English
    • Deutsch
    • Français
    • Türkçe
    • Español
    • Italiano

© 2024 Şengün Partners