1. Giriş
Bir fikirle yola çıkan girişimcinin, şirket kurarak işlerini yürütmesi olarak değerlendirilen ve son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız girişim hukuku, söz konusu girişimin her aşamasının sağlam bir yasal zeminde geliştirilmesi ve akabinde korunması için hukuka ve yasal mevzuata uygun hareket edilmesini hedefler. Fikrin zihinde filizlenme sürecinden somutlaştığı ana kadar korunması ve ardından geliştirilmesi adımlarında karşılaşılabilecek olası sorunlar için hukuk temelli bir strateji oluşturmak önem kazanmaktadır.
2. Girişimlerin Hukuki Aşamaları
Girişimlerin hukuki bir zemine oturtulması noktasında değinilmesi gereken ilk husus fikrin korunmasıdır. Bu amaç doğrultusunda 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca; patent, marka, model ve fikir tescili yapılmakta, bunun yanı sıra telif hakları belirlenmektedir. Sınai mülkiyet kapsamında marka, tasarım, coğrafi işaretler, faydalı model, patent koruması sağlanmakta; fikri haklar kapsamında ise telif haklarıyla eser korunmaktadır. Bu kapsamda ürün, hizmet ve eserleri üçüncü kişiler karşısında korumak amacıyla sürecin en başında fikri mülkiyet stratejisi oluşturulması ve bu stratejiyle paralel bir şekilde gerekli başvuru ve tescil işlemlerinin yapılması gerekmektedir. [1] Somutlaştırılmamış (esere dönüştürülmemiş) fikirler patent korumasından faydalanamazlar. Bununla birlikte, fikir aşamasındaki ürünlerin mevzuat kapsamında korunması da önem arz etmektedir. Yaygın kullanımıyla “Non-Disclosure Agreement” ya da “Confidentiality Agreement” olarak bilinen gizlilik sözleşmesi; taraflar arasında yürütülen proje ya da paylaşılan iş konusu ile ilgili olarak, gizlilik içerdiği açıkça belirtilen bilgi ve belgenin, ilgili kişinin onayı alınmadıkça herhangi bir üçüncü kişiye açıklanmamasını temin edecek olan gizliliğin sınırlarının ve koşullarının belirlenmesidir. Gizlilik ihlalleri girişimlerin varlığını her aşamada tehdit etmekte olduğundan bu sözleşmelerin maktu olarak değil, girişimin mahiyetine göre özel olarak hazırlanması önem arz etmektedir.
Fikre özel hazırlanan gizlilik sözleşmelerinin esas amacı; fikrin ve girişimin korunması, girişimin sağlıklı ve istikrarlı bir biçimde büyümesine katkı sağlanması, yatırımcılar ve müşterilerle ilişkileri daha profesyonel bir boyuta taşınması, hukuka uyum sürecine büyük katkı sağlanması, ilerleyen aşamalarda gerçekleşebilecek ilave yatırım, pay satışı, kredi alımı vb. işlemlerde hukuki inceleme süreçlerinde kolaylık sağlanması ve olası uyuşmazlıkların ve sorunların önlenmesidir.
Gizlilik sözleşmelerinin yanı sıra girişim hukukunda en çok karşılaşılan sözleşmeler; niyet mektubu (Term Sheet/Letter of Intent), şirket esas sözleşmesi ve ortaklık sözleşmesi (Articles of Association and Partnership Agreement), hissedarlar sözleşmesi (Shareholders Agreement), pay alım ve satım sözleşmesi, e-ticaret sözleşmesi, bayilik/lisans sözleşmesi, iş sözleşmesi, KVKK kapsamında akdedilecek sözleşme ve protokollerdir. Bu temelde, girişimcilerin faaliyete geçmeden önce mevzuat kapsamında karşılaşabilecekleri düzenlemeleri ayrıntılı bir şekilde planlayarak hazırlıklı olmaları, ileride herhangi bir problemle karşılaşma oranlarını da düşürmektedir.
Hukuk temelli sözleşmelerin ardından girişimin şirketleşme aşamasına geçilmektedir. Şirket türü tespit edilirken girişimin faaliyetine, amaçlarına, özelliklerine odaklanmak belirleyicidir. Ticaret şirketleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda numerus clausus ilkesi uyarınca sınırlı sayıda sayılmıştır. Kanuna göre ticaret şirketleri; anonim şirket, limited şirket, kolektif şirket, komandit şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket şeklindedir. Bu şirketler, Türk Ticaret Kanunu ve ikincil düzenlemelerine tabi olup sermaye şirketi ve şahıs şirketi olarak ikiye ayrılmaktadır. Sermaye şirketleri, anonim ve limited şirketlerdir. Ortaklar bakımından sınırlı sorumluluk söz konusudur. Şahıs şirketleri ise kolektif ve komandit şirketlerdir. Ortaklar bakımından sınırsız sorumluluk söz konusudur.
Türkiye’de en yaygın şirket türü anonim ve limited şirketlerdir. Söz konusu ticaret şirketleri arasında girişimcilerin en çok tercih ettiği şirketler de sorumluluk bakımından değerlendirildiğinde sermaye şirketleridir. Şirketleşme aşamasında dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da bu aşamaların hukuk danışmanları tarafından gerçekleştirilmesidir. Sürecin önemli olmasının bir diğer sebebi de şirketin vergilendirilmesi, ortakların borçlardan sorumlulukları, esas sözleşmenin oluşturulması gibi ciddi aşamaları barındırmasıdır. Tüm bu hususlar kümülatif bir şekilde değerlendirilmeli ve girişim için en uygun şirket tipi seçilerek yasal bir zemine oturtulmalıdır.
3. Sonuç
Günümüzde artan rekabet ortamı ile girişimcilik süreçlerinin hızlı ve başarılı olması için girişimlerin başlangıçtan itibaren sağlam bir hukuki zemine oturtulması ve gerekirse bu alanda uzman kişilerden destek alınması yüksek önem arz etmektedir. Zira, ileride karşılaşılma ihtimali yüksek olan düzenlemelerin uygun destek alınarak önceden planlanması ile ilgili aşamalara gelindiğinde süreç daha rahat şekilde atlatılacak olup herhangi bir aksaklık yaşanması ihtimalinin önüne geçilebilecektir. Yukarıda kısaca özetlenen aşamalar ile bu zeminin oluşturulması hedeflenmektedir. Bu kapsamda girişimlerin ve girişim hukukunun global gündemde yer almaya devam edebilmesi bakımından hukuk temelli yaklaşımın göz ardı edilmemesi önem arz etmektedir.
[1] https://www.mondaq.com/turkey/contracts-and-commercial-law/1164160/t%C3%BCrkiyede-giri%C5%9Fimcilik-startup-hukuku-ve-giri%C5%9Fimcilere-y%C3%B6nelik-te%C5%9Fvik-ve-destekler#_ftn2













