Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmelerinin Geçerliliği

I. GİRİŞ:

1982 Anayasası’nın 9. maddesinde yer alan ve “Yargı Yetkisi” başlıklı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı yetkisinin bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” denilmek suretiyle açıkça ifade edilmiştir. Kural bu olmakla birlikte, aralarında uyuşmazlık bulunan tarafların iradeleri üzerine devlet mahkemeleri yerine uyuşmazlığın çözümünü başka bir mercie bırakmaları eski uygarlıklardan beri uygulanagelen bir prosedürdür.

Gerek uluslararası arenada gerekse ulusal uyuşmazlıklarda devlet yargılamasının alternatif bir yolu olarak; bir hak üzerinde aralarında uyuşmazlık bulunan tarafların irade serbestisine dayalı olarak devlet mahkemeleri yerine aralarındaki uyuşmazlığı çözmesi konusunda karar verme yetkisini bir veya birkaç kişiye bırakmaları yöntemine tahkim denilmektedir.[1]

Tarafların bu alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemini seçmeleri belirli birtakım saiklerden kaynaklanabilmektedir. Bunlara örnek olarak; zaman, para, itibar vb. verilebilir. Sonucunda ulaşılmak istenen anlaşma zeminine varılabilmesi için tarafların usulüne uygun geçerli bir tahkim sözleşmesine ihtiyaçları vardır.

II. TAHKİM SÖZLEŞMESİNİN TANIMI, NİTELİĞİ VE GEÇERLİLİK ŞARTLARI:

Tahkim sözleşmesinin tanımı 6100 sayılı HMK’nın 412. maddesinde ‘‘Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.” şeklindeki tanımıyla normatif düzleme oturtulmuştur.

Doktrinde tahkim sözleşmelerinin niteliği bakımından bir usul sözleşmesi mi yoksa maddi hukuk sözleşmesi mi olduğu noktasında tartışmalar bulunmaktadır. Türk hukukunda hâkim görüş tahkim sözleşmesinin bir usul hukuku sözleşmesi olduğu yönündedir. Bir sözleşmenin usul hukuku sözleşmesi mi maddi hukuk sözleşmesi mi olduğu noktasının saptanmasında ilgili sözleşmenin asıl etkilerinin usul hukuku alanında mı yoksa maddi hukuk alanında mı gerçekleştiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Usul sözleşmeleri maddi hukuk sözleşmelerinin aksine maddi hukuka değil, doğrudan usul hukukuna dayanmakta ve etkilerini de usul hukuku alanında göstermektedir. Tahkim sözleşmesi, etkilerini doğrudan doğruya yargılama hukukunda gösterdiği için bir usul sözleşmesidir. [2]

Tahkim sözleşmesinin geçerlilik şartları, adi sözleşmelerdeki geçerlilik şartlarına ek olarak özel birtakım unsurları da bulundurmaktadır;

a) Taraflar Arasında Bir Hukuki İlişkinin Varlığı:

Gerek HMK m. 421/1, gerek MTK’nın 4/1 maddesinde tahkim anlaşmasının, tarafların, sözleşmeden kaynaklansın veya kaynaklanmasın aralarında mevcut bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tümünün veya bazılarının tahkim yoluyla çözülmesi konusunda yaptıkları anlaşma olduğu belirtilmiştir. Kanun maddelerinin açık lafzından da anlaşılacağı üzere, tahkim anlaşması için taraflar arasında bulunması gerekli ilk husus bir hukuki ilişkinin varlığıdır.

b) Taraflar Arasında (Belirli veya Belirlenebilir) Bir Uyuşmazlığın Olması:

Tahkim sözleşmesinin bir diğer geçerlilik şartı ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın belirli (veya belirlenebilir) olması ve taraflar arasında doğan veya doğacak uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklanmasıdır.

Tarafların tahkim sözleşmesi yaparken, hangi uyuşmazlıkla ilgili olarak tahkim anlaşmasını yaptıklarını ve imzaladıklarını bilmeleri gerektiği ve spesifik bir hukuki ilişkiden doğacak uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözüleceğinin kararlaştırılmış olması halinde, uyuşmazlığın “belirli” sayılacağı konusunda beis bulunmamaktadır.

c) Karşılıklı Tahkim İradelerinin Varlığı:

İki taraflı hukuki işlem olan sözleşmelerin esaslı unsuru olan karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları pek tabi tahkim sözleşmelerinde de aranmaktadır. Geçerli bir tahkim sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, tarafların tahkim iradelerinin yazılı olarak yaptıkları bir sözleşmede karışıklığa meydan verilmeyecek şekilde, açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

d) Yazılı Şekil Şartı:

HMK’nın 412. maddesinde belirtildiği üzere tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılması gereken bir sözleşmedir. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 13. ve 14. maddelerinde yazılı şekil şartı belirtilmiştir. Buna göre, kanunun 13. maddesinde “Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur’’ denilmekteyken, aynı kanunun 14. maddesinde ise ‘‘yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur’’ ifadesi bulunmaktadır.

MTK’nın 4/2. maddesinde de “Tahkim anlaşması yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim anlaşmasının taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim anlaşmasının varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması gerekir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de geçerli bir tahkim anlaşması yapılmış sayılır.” denilerek tahkim anlaşmasının yazılı şekilde yapılacağı, yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim anlaşmasının taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması gerektiği, asıl sözleşmenin bir parçası haline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması halinde de geçerli bir tahkim anlaşmasının yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.

e) Tahkime Elverişlilik:

Tahkime elverişlilik, taraflarca tahkime konu edilebilecek alanları ifade etmektedir. Tarafların karşılıklı ve birbirine uygun her irade beyanına dayanarak aralarındaki tüm hukuki uyuşmazlıkları tahkime konu etmeleri mümkün değildir. Bu konu hukukumuzda MTK’nın 1. maddesi ve HMK’nın 408. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki madde metninde de taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların tahkime elverişli olmadığı düzenleme altına alınmıştır.

Kamu düzenini ilgilendirir bir yönü bulunduğundan tapu iptal ve tescile ilişkin davaları tahkime elverişsizdir. Kanunda diğer bir tahkime elverişli olmadığı belirtilen tarafların iradelerine tabi olmayan işlerdir. Tarafların iradelerine tabi olmayan işler tabiri nedeniyle ceza yargısı ve idare yargısı alanına giren işlerin, aile hukukunda boşanmaya ve velayete ilişkin uyuşmazlıkların, iflas davalarının tahkime elverişli olmadığı ifade edilmektedir. [3]

III. SONUÇ:

Yukarıda izah edilen açıklamalar doğrultusunda, alternatif bir hukuki uyuşmazlık çözüm yöntemi olan tahkim sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için; taraflar arasında bir uyuşmazlığın bulunması gerekir. Uyuşmazlığın tamamının tahkime götürülmesi şart değildir. Taraflar aralarındaki bu uyuşmazlığın tamamını yahut bir kısmını tahkime götürmek konusunda anlaşabilirler.

Tek başına bir sözleşme olabileceği gibi asıl bir sözleşmenin içine konulan bir tahkim klozu ile de tahkim sözleşmesinin ayrılabilirliği ilkesi çerçevesinde tahkim sözleşmeleri hukuki düzlemde geçerli olacaktır. Uygulamada tahkim sözleşmesi yapılırken, ileride doğabilecek bir uyuşmazlık halinde ise daha çok tahkim klozuna yer verildiği görülmektedir.

Taraflar, tahkim sözleşmesini yazılı olarak akdetmek zorunda olup, bu durum sözleşmenin geçerlilik şartını oluşturmaktadır. Son olarak da uyuşmazlık konusunun tahkime elverişli konulardan olması gerekmektedir.

IV. KAYNAKÇA:

AKINCI, Ziya, Milletlerarası Tahkim, 4.B., İstanbul, 2016,

ALANGOYA, Yavuz/YILDIRIM, Kamil/ DEREN YILDIRIM, Nevhis, Medeni Usul Hukuku, Esasları, 7. B., İstanbul, 2009,

Lokmanoğlu, “Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesinin Kurucu Unsurları ve Geçerlilik Şartları”

[1] ALANGOYA Yavuz/ YILDIRIM Kamil/ DEREN YILDIRIM, Nevhis, Medeni Usul Hukuku, Esasları, 7. B., İstanbul, 2009, s. 595; AYDEMİR, Fatih, Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesi, İstanbul 2017, s. 5

[2] Lokmanoğlu, Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesinin Kurucu Unsurları ve Geçerlilik Şartları” s.5

[3] Lokmanoğlu, “Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesinin Kurucu Unsurları ve Geçerlilik Şartları” s.17

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.