Sigorta Hukukunda Abonman Sözleşmesi

1. ABONMAN SÖZLEŞMESİ TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Abonman sözleşmeleri sigortanın konu edindiği menfaatin ve rizikonun genel hatlarıyla belirlendiği sözleşmeler olup; sigortacının ödeyeceği prim sonradan belirlenmekte ve prim karşılığında belirli bir süre veya azami bir tutar ile sınırlandırılarak teminat sağlanmaktadır. Abonman sözleşmeleri TTK’da düzenlenmemekle birlikte; uygulamada özellikle yük taşımacılığında çok sık karşılaşılmaktadır. Uygulamada genellikle; sigortacı ve sigorta ettiren belirli bir süre için (6 ay/1 yıl vb.) kimi zaman coğrafi sınırlar da gözetilerek, taşıma sırasında karşılaşılması muhtemel rizikoların sigortalanması konusunda anlaşma sağlamaktadır. Akabinde ise; her taşıma esnasında sigorta ettiren bildirimde bulunmakta, sigortacı da taşımaya özgü somut kriterlere göre poliçe düzenlemektedir. Bu şekilde akdedilen, genel hatlarıyla önceden belirlenmiş olan çerçeve sözleşmelerin içi münferit sigorta sözleşmeleri ile şekillenmektedir.  Böylece tarafların her defasında yeniden bir sigorta sözleşmesi kurması yerine; abonman sözleşmeleri ile çerçeve sözleşmelerin içlerinin doldurulması sağlanmakta ve süreç daha pratik ilerletilmektedir.

Abonman Sözleşmeleri ülkemizde Alman hukukunun etkisi ile yer bulmuştur. TTK’da düzenlenmemesine karşın; hukuki niteliğinin ön sözleşme, şarta bağlı sözleşme ve çerçeve sözleşme olduğu yönünde görüşler mevcuttur. Doktrindeki ağırlıklı görüş ise; abonman sözleşmelerinin bir çerçeve sözleşme niteliğinde olduğudur.

2. ABONMAN SÖZLEŞMESİ ÖZELLİKLERİ VE UNSURLARI

a) Rizikonun Belirlenmesi:

Riziko gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirli olmayan ve gerçekleşmesi halinde ise zarara sebebiyet veren vakıalardır. Rizikolar sigortacının himaye yükümlülüğünü belirleyen bir unsurdur ve bu nedenle de sözleşmede açıkça tespit edilerek sınırlarının çizilmesi gerekmektedir. Örneğin; nakliyat sigortası kapsamındaki abonman sözleşmesinde; taşıma aracının belli olmaması halinde karayolu, denizyolu veya havayolu ile taşıma yapılması ihtimalleri çerçevesinde riziko genel olarak belirlenmektedir. Rizikonun genel hatları ile belirlendiği abonman sözleşmesinde sigorta sözleşmesi sigorta ettirenin yapacağı bildirimle somutlaşmaktadır. Sigortacının sigorta himayesi sağlama borcu da münferit sigorta sözleşmesinin akdedilmesi ile başlayacaktır. Dolayısıyla diğer sigorta sözleşmelerinden farklı olarak; rizikonun genel olarak belirlenmesi yeterli olup; açıkça detaylandırılmasına ve sınırlandırılmasına gerek yoktur.

b) Menfaatin Belirlenmesi:

Sigortalının veya sigorta ettirenin bir olay karşısında zarara uğrama riski mevcutsa; sigortalı ve sigortaa ettiren ile bu zarara karşı sigortalattığı şey ile arasında menfaat ilişkisi olduğu kabul edilir.  Sigorta sözleşmelerinin geçerliliği için sigorta ettiren veya sigortalının para ile ölçülebilecek bir menfaatinin bulunması gerekmektedir. Abonman sigorta sözleşmesinde ise sigorta konusu menfaat genel olarak belirlenmektedir. Örneğin; nakliye sırasında ihraç edilecek mallar genel olarak “inşaat malzemeleri” şeklinde belirtilebilmektedir. Nakliyat sigortasına ilişkin bir abonman sigorta sözleşmesinde sigortalı şirketin iştigal alanı ile ilgili olarak ihraç edilecek mallar genel olarak belirtilmektedir: Muhtelif elektrikli ve elektronik cihazlar ya da çeşitli inşaat malzemeleri gibi. Abonman sigorta sözleşmesinde menfaat bu şekilde tür itibariyle belirlenebileceği gibi menfaatin sahibi de genel olarak belirlenebilir. Dolayısıyla münferit sigorta sözleşmelerinden farklı olarak; menfaatin keskin bir şekilde belirlenmesine ihtiyaç duyulmaksızın genel şekilde belirlenmesi yeterli olabilecektir.

c) Sürekli Borç İlişkisi Olması:

Borçlunun borcunu belirlenen bir zamana bağlı olmaksızın devamlı suretle ifa etmesi durumu sürekli edim olarak tanımlanmaktadır. Abonman sigorta sözleşmesinde sigortacı ve sigorta ettiren münferit sözleşme yapma borcu içindedir.  Sigortacı teminat kapsamındaki rizikolara ilişkin sigorta sözleşmesi yapma ve sözleşme uyarınca teminat yükümlülüğü iken; sigorta ettiren ise yine sigorta sözleşmesi yapma ve prim ödeme borcudur.  Sigorta ettirenin, sigortacının sigorta sözleşmesi akdetme borcunu ifa etmesine ilişkin menfaati süreklilik arz etmektedir. Nitekim; sigorta ettirenin amacı her seferinde sigortacı aramayarak hükümleri önceden belirlenmiş sigorta sözleşmesinin akdedilmesini ve böylece hem pratiklik sağlamak hem de prim indiriminden yararlanmaktır. Sürekli borç ilişkisi ile “taraflar arasında güvene dayalı, istikrarlı bir hukuki ilişkinin kurulması, dürüstlük kuralının ön plana çıkması ve sözleşmenin ifasına başlanması ile ortaya çıkan sonuçların geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılamaması” şeklinde ortaya çıkan bu ilişki; tam olarak abonman sözleşmelerinin özünü oluşturmaktadır.

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.