Sermaye Piyasası Kapsamında Piyasa Dolandırıcılığı Suçu

Ticari yaşamın genişlemesi ve ivmelenmesi sonucu ekonomik alanda meydana gelen birtakım piyasa bozucu hareketlerin düzenlenmesi ve cezalandırılması zaruri hale gelmektedir. Bu sebeple ekonomik suçlar biçimlenmeye başlamış ve geniş kitlelerde etki yaratabilmesi, hatta toplumun tümünü etkileyebilmesi nedeniyle geleneksel suç tiplerinden ayrılmıştır. Ekonomik suçlar arasında yer alan sermaye piyasası suçları 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu madde 106-113 arasında düzenlenmiş olup, makalemizin konusunu aynı kanunun 107. maddesinde düzenlenen “piyasa dolandırıcılığı” suçu oluşturmaktadır.

Piyasa Dolandırıcılığı Suçunun Düzenlenme Amacı

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 1. maddesinde kanunun amacına yer verilmiş ve amacın “sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması için sermaye piyasasının düzenlenmesi ve denetlenmesi” olduğu hüküm altına alınmıştır.  İnceleme konumuz olan piyasa dolandırıcılığı suçunun hukuki konusu hakkında birçok görüş olsa da doktrinde ağırlıklı olarak yer edinen ve yukarıda yer alan 6362 sayılı kanunun amacına uygun olarak “milli ekonominin ve yatırımcıların zarara uğramasını önlemek ve dolaylı olarak ticari hayata duyulan güveni korumak” olduğudur.

Piyasa Dolandırıcılığı Suçu ve TCK Madde 157 ile İlişkisi

Konumuza ilişkin 2499 sayılı Mülga SPK’da yer alan eski ismiyle “Manipülasyon”, 6362 sayılı kanundaki yeni ismiyle  “Piyasa Dolandırıcılığı” olarak nitelendirilen suç tipini incelemeye geçmeden, öncelikle söz konusu suç tipinin 5237  sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde yer alan “dolandırıcılık” suçunun özel bir türü olmadığını; dolandırıcılık suçunda belirli bir gerçek kişinin aldatılması söz konusuyken, sermaye piyasası dolandırıcılığı suçunda ise kamunun aldatılması söz konusu olduğundan iki suç türü arasında önemli farklar bulunduğunu izah etmekte fayda görüyoruz.

Piyasa dolandırıcılığı suçu 6263 sayılı kanunun 107. maddesinde düzenlenmiştir:

“(1) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz. (2) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”

Her iki fıkrada da piyasa dolandırıcılığı suçunun ayrı bir türüne yer verilmiştir. Maddenin ilk fıkrasında işleme dayalı piyasa dolandırıcılığı suçuna, ikinci fıkrasında ise bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçuna yer verilmiştir.  Söz konusu fiiller hem maddi hem manevi unsurları bakımından farklılıklar içerdiğinden ayrı ayrı incelenecektir.

İşleme Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Suçu

İşleme dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu maddenin ilk fıkrasında düzenlenmiş olup, madde hükmünde sayılan fiillerle sermaye piyasası araçları üzerinde zarar tehlikesinin meydana getirilmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Bu sebeple sayılan fiiller sonucunda piyasa işleyişinin bozulması ya da yatırımcının zarara uğratılması gibi sonuçların ortaya çıkması zorunlu değildir. Piyasa bozucu eylem sebebiyle zarar edilebileceği gibi herhangi bir sebeple menfaat de elde edilmiş olabilir. Fiille elde edilen sonuç ne olursa olsun suçun tespiti bakımından esas olarak dikkat edilmesi gereken nokta piyasayı sayılan fiiller ile suni bir şekilde etkilemeye çalışmak olmalıdır.  Söz konusu suçun faili herkes olabileceği gibi sadece gerçek kişilerce işlenebileceğini; tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde ve tüzel kişi yararına suçun işlenmesi hâlinde ise bu suçtan tüzel kişinin temsilcisi, yetkili organı veya çalışanı sıfatını taşıyan gerçek kişilerin sorumlu tutulacağını belirtmek zaruretindeyiz. Suçun korunmasıyla elde edilen hukuki yarar milli ekonomiyi korumak olduğu için suçun geniş anlamda mağduru toplumun tamamı olup, dar anlamda mağdurları ise suçun işlenmesinden doğrudan zarar gören gerçek kişiler olabilmektedir. Madde hükmünde belirtilen hareketlerden birisinin işlenmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Bu yönüyle söz konusu suç seçimlik hareketli suç niteliğindedir. Bu fiillerin birçok görünümü olabilir. Piyasa sık karşılaşılan bazı şekilleri ise yıkama satış (wash sale), pay depolama (warehousing-parking), seans kapanışını belirleme (marketing the close), yoğunlaşma (accumulation) ve büyük emir bilgisine dayalı işlemler (front running) olarak karşımıza çıkmaktadır.  Önemle belirtmek gerekir ki, işlem temelli piyasa dolandırıcılığı suçunun kanuni tanımında yer alan “yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacı” şeklindeki özel kastın varlığı sebebiyle söz konusu suç sadece doğrudan kast ile işlenebilmektedir.

Bilgiye Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Suçu

Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı, sermaye piyasasında gerçeğe aykırılıktan doğan suçlardan olarak en basit anlatımla bilginin fiyata yansımasını engelleyen salt fiyat oluşturmaya yönelik işlem yapmak olarak tanımlanabilir. 6362 sayılı kanun madde 107/2’de “yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar” hükmüne yer verilmiştir. Suçun faili ve mağduru hakkında işleme dayalı piyasa dolandırıcılığı için yaptığımız açıklamaların bu suç tipi için de geçerli olduğunu belirtmek isteriz.  Bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun hangi hareketlerle işlenebileceğine kanunda tek tek yer verilmiş olup, bu suç yalnızca kanunda belirtilen sınırlı sayıda hareketin gerçekleştirilmesiyle işlenebilmektedir. Madde metninde yer alan fiillerden birden fazlasının aynı anda işlenmesi halinde de suç türü değişmediğinden yine tek suçun icrasından yargılama yapılacaktır.  Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun manevi unsuruna değinmek gerekir ise; suçun manevi unsuru, fiilin sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu özel kastın varlığından dolayı suçun sadece doğrudan kast ile işlenebilmesi mümkündür.

Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun, işleme dayalı piyasa dolandırıcılığı suçundan en önemli farkı ise kanun metninde “bu suretle menfaat sağlayanlar” hükmüne yer verildiğinden, suçun oluşumu için sadece seçimlik olarak yazılan fiillerin işlenmesinin yeterli olmaması bu fiiller sonucunda bir menfaatin sağlanması şartının yer almasıdır. Bu sebeple işleme dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu sırf hareket suçu niteliğinde olurken, bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunda bir menfaat elde edilmesi şartı arandığından neticeli suç tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Suçun özel görünüş biçimleri bakımından ise hareketin parçalara bölünebildiği durumlarda bu suçlara teşebbüs edilmesi mümkün olduğu gibi gönüllü vazgeçme kurumu ve 6362 sayılı kanun madde 107/3 uyarınca etkin pişmanlık kurumları uygulanabilecektir. Aynı şekilde piyasa dolandırıcılığı suçuna iştirak da mümkündür. Suçların içtimaı bakımından ise belirmek gerekir ki işleme dayalı ve bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçları eş zamanlı gerçekleştirilmişse, iki farklı suç sebebiyle iki farklı fiil oluşacağından, TCK madde 44 gerçek içtima hükümleri uygulanacaktır.

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.