Sermaye Piyasalarında Bilgi Asimetrisi ve Yatırımcının Korunması İlkesi

Piyasaların işlerliğini devam ettirebilmesi için yatırımcıların aldatılmasının önlenerek serbest iradenin sağlanması ve doğru yatırımın yapılabilmesi ön koşuldur.  Yatırımcının doğru yatırımı yapabilmesi için ise ihraççılara göre bilgi eksikliğinin minimalize edilmesi ve bilgi asimetrisinin giderilmesi gerekmektedir. Günümüzde çok az yatırımcı iyi bir finansal okuryazarlığa sahip olup derinlemesine bir araştırma yaparak yatırımlarını yapmaktadır. Çoğunlukla ihraççı kurumların kamuoyu nezdinde sağladığı kurumsal imaj ve güvenilirlik intibasına göre yatırımlar yapılmaktadır. Piyasaların işlerliğini koruması ve yatırımcının korunması ilkesi kapsamında yatırımcı ve ihraççı arasındaki bu bilgi asimetrisinin giderilmesi için hukukumuzda birçok önlem öngörülmüştür.

Asimetrik Bilgi Kavramı

Asimetrik Bilgi Kuramı, yaşanan finansal krizlerin anlamlandırılmasında ve olası benzer finansal krizlerin önlenmesinde etkili olan bir modern teoridir. Sermaye piyasası nezdinde ise özetle; piyasada işlem yapmak isteyen tarafların, işlem konusu mal ve hizmetler hakkında aynı düzeyde bilgiye sahip olmamalarını ifade etmektedir. Genellikle karşılaşılan bir durum olarak ihraççı, paranın aktarıldığı yatırımlar hakkında yatırımcıdan daha fazla bilgiye sahiptir. İhraççı tarafından bilgilerin yatırımcılara doğru ve anlaşılabilir düzeyde istikrarlı olarak aktarılmadığı durumda yatırımcı yatırım yapmaktan imtina edecek ve piyasaların işlerliği zarar görecektir. Asimetrik bilginin yol açtığı problemler ise iki başlık altında sıralanabilecektir. Bu problemler ters seçim (adverse selection) ve ahlaki riziko (moral hazard) dur.

Asimetrik Bilginin Sonuçları: Ters Seçim ve Ahlaki Riziko

Ters seçim problemi; mal ve hizmetin durumu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan potansiyel alıcının, ortalama bir mal ve hizmet için ortalama bir miktar para ayırarak, iyi mal ve hizmeti ayırt edemediği için rakiplerine nazaran daha kötü bir mal ve hizmeti ortalama paraya alması sonucunu doğurabilmektedir. Bu durumda ise iyi mal ve hizmet satıcıları, iyi ve kötü ürünü ayırt edemeyen alıcı karşısında, ortalama fiyattan ürünlerini satışa sunmak istemeyeceklerdir. Sonuç olarak mal ve hizmetleri piyasa ortalamasına göre daha kaliteli olan satıcılar piyasadan çekilecek ve piyasalar işlerliğini yitirecektir. Bu durumun finansal piyasalardaki örneği ise pay senedi almayı düşünen potansiyel yatırımcıların genelinin kar getirisi yüksek ihtimalli ve düşük riskli bir pay senedi ile kar getirisi düşük ve yüksek riskli bir pay senedi ayırt edememesi sonucunda ortaya çıkabilecektir.  Yatırımcının da ödemeye hazır olduğu miktar ortalama bir pay senedi fiyatı kadar olacaktır. Bu durumda pay senedi kar getirisi yüksek ihtimalli ve düşük riskli ihraççı, senetlerini bu fiyattan satmak istemeyecek ve ters seçim etkisi piyasanın işlerliğine engel olacaktır.

Ahlaki riziko ise, yatırımcı ve ihraççı arasındaki sözleşme müzakereleri sürecinden sonra, taraflar arasında işlem gerçekleştikten sonra ortaya çıkan bir bilgi asimetrisi problemidir. İhraççının, yatırımcıya karşı yatırımcının arzu etmediği faaliyetlerde bulunarak yatırımcının risk oranını arttırabilecek ve çıkarını bozabilecek durumlara sebebiyet vermesi örnek olarak verilebilecektir. Bilgi asimetrisi kuramına göre, eksik bilgi sahibinin ters seçim yapması ile ya da bilgisi fazla olan tarafın bunu kötüye kullanarak ahlaki rizikoya sebebiyet vermesi ile piyasalar zarara uğratılabilecektir. Bilgi asimetrisinin giderilerek piyasaların işlerliğinin korunması için yatırımcının korunması ilkesine paralel olarak kanun koyucu tarafından birtakım önlemler ve yükümlülükler öngörülmüştür.

Asimetrik Bilginin Sonuçlarının Önlenmesi ve Getirilen Yükümlülükler

Günümüzde sermaye piyasalarında tam ve doğru bilginin aktarımı her gün önemi arttırmakta, asimetrik bilginin önlendiği ülkelerde yatırımlar artmakta ve ülke ekonomisinin kalkınmasına katkı etmektedir. Bu noktada Sermaye Piyasalarının temel ilkelerinden olan Kamuyu Aydınlatma İlkesi ve Şeffaflık İlkesine değinmek gerekecektir. Her iki ilke de asimetrik bilginin önlenmesi ve piyasalarının sürdürülebilirliği için öngörülmüş olup aralarında temel farklılıklar barındırmaktadır. Kamuyu aydınlatma ilkesi, kanunen öngörülmüş belirli bilgilerin usulüne göre kamuya aktarılmasını sağlarken; şeffaflık ilkesi piyasa işlemlerinde işlemlerin ve icra edenlerin bilinmesi ve anlaşılabilmesine hizmet etmektedir. Şeffaflık ve kamuyu aydınlatma ilkelerinin yerine getirilmesinde önem teşkil eden bir durum da izahnamelerin yatırımcılar tarafından kolayca anlaşılabilecek ve değerlendirilebilecek nitelikte sunulmasıdır. Bu hususun sağlanması için izahnamede ortaklık hakkında bilgilerin, mali duruma ilişkin bilgilerin, yönetime ve vergilendirmeye esas bilgilere açıkça yer verilmesi gereklidir.

Piyasaların işlerliğinin süreklilik arz etmesi için asimetrik bilginin olabildiğince asgari düzeye indirilmesi ve bunun için de yatırımcının doğru ve tam bilgilerle sürekli olarak bilgilendirilmesi önemlidir. Asimetrik bilginin önlenememesi sonucunda ters seçim ve ahlaki riziko durumları meydana gelebilir ve piyasaların işlerliği bozulabilecektir. Bu sorunların önüne geçebilmek için ise izahnamenin kamunun aydınlatılması ilkesi uyarınca açık ve anlaşılabilir şekilde düzenlenmesi ve ihraççıların web sitelerinde fonlar ile ilgili açıklamalarını süreklilik arz edecek şekilde yatırımcılara bildirmeleri gerekmektedir. Gerek yatırımcının gerekse ihraççının korunması için izahnameler detaylıca incelenmeli ve bu konuda daha fazla hukuki düzenleme ve araştırma yapılmalıdır.

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.