• Anasayfa
Şengün & Partners Hukuk Yayınları
  • English
  • Deutsch
  • Français
  • Español
  • Italiano
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
    • Şirket Kuruluşu
    • Risk, Uyum ve Regülasyon
    • ESG
    • Bilişim Teknoloji Danışmanlığı
    • Dijital Dönüşüm
  • Makaleler
    • Nedim Korhan Şengün’den
    • Girişimcilik Merkezi
    • Küresel Yeşil Merkezi
    • Risk, Uyum ve Regülasyon Merkezi
    • Tahkim Sulh ve Arabuluculuk Merkezi
    • Sermaye Piyasası ve Finans İşlemleri Merkezi
    • Sigorta Merkezi
    • Entelektüel Varlık Yönetimi Merkezi
    • Kişisel Veriler Merkezi
    • Rekabet Hukuku Uygulamaları Merkezi
    • Yatırım Danışma Merkezi
    • Uluslararası Ticaret Hukuku Merkezi
  • Duyurular
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
    • Şirket Kuruluşu
    • Risk, Uyum ve Regülasyon
    • ESG
    • Bilişim Teknoloji Danışmanlığı
    • Dijital Dönüşüm
  • Makaleler
    • Nedim Korhan Şengün’den
    • Girişimcilik Merkezi
    • Küresel Yeşil Merkezi
    • Risk, Uyum ve Regülasyon Merkezi
    • Tahkim Sulh ve Arabuluculuk Merkezi
    • Sermaye Piyasası ve Finans İşlemleri Merkezi
    • Sigorta Merkezi
    • Entelektüel Varlık Yönetimi Merkezi
    • Kişisel Veriler Merkezi
    • Rekabet Hukuku Uygulamaları Merkezi
    • Yatırım Danışma Merkezi
    • Uluslararası Ticaret Hukuku Merkezi
  • Duyurular
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Şengün & Partners Hukuk Yayınları
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler Nedim Korhan Şengün’den

Rekabete Uyum ve Önemi

26 Ağustos 2021
içinde Nedim Korhan Şengün’den
Okuma Süresi: 5 dk okuma
A A
Rekabete Uyum ve Önemi
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de Paylaş

Ülkemizde gün geçtikçe daha yüksek sesle konuşulan bir konu, Rekabete Uyum Programı. Özellikle anonim şirketler olmak üzere teşebbüslerin tamamını ilgilendiren bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Konunun bu denli önem arz etmesi, rekabete aykırılık halinde karşılaşılan yaptırımlardan ve tüketiciler nezdinde meydana gelen itibar kaybından kaynaklanıyor.

Hepimizin bildiği gibi serbest piyasa ekonomisinin en önemli düzenlemelerini rekabet hukuku mevzuatı oluşturmaktadır. Serbest piyasa ekonomisi ilkesi ve bu ilkeyi koruyan Rekabet Hukuku düzenlemeleriyle, piyasadaki öznelerin rekabet edebilmeleri ve tüketicilerin seçim yapabilmeleri korunmak istenmektedir.

Rekabet Hukuku düzenlemeleriyle, rekabeti kısıtlayıcı yöndeki her tavır, davranış ya da sözleşme engellenmek istenmektedir. Bu amaçla, rekabet hukukuna aykırılıkların yaptırımı olarak çok yüksek tutarlarda cezalar öngörülmüştür. Ceza tutarlarının, rekabete aykırılık sonucu elde edilen kazançtan daha yüksek olması ise caydırıcılık amacıyla özellikle gözetilmektedir. Böylece, teşebbüslerin rekabete aykırı hareket etmeyi ve netice olarak karşılaşabileceği ceza tutarını göze almalarının engellenmesi hedeflenmektedir. Kaldı ki, bir manevi zarar kalemi olarak karşılaşılan ve tüketici nezdindeki itibar kaybı olarak kendisini gösteren olumsuz etkinin de göz ardı edilmemesi gerekir.

Türk Hukuku genel düzenlemeleri çerçevesinde inceleme yapıldığında, Türk Ticaret Kanunu’nda, şirketlere, rekabete uyum programı geliştirme zorunluluğu getirilmediği anlaşılmaktadır. Ancak Türk Ticaret Kanunu, şirket tüzel kişilerinin basiretli tacir ilkesi kapsamında hareket etmesi gerektiğini düzenlemiştir. Dolayısıyla, basiretli hareket edilmeyerek yaratılan rekabete aykırı haller için Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde tüzel kişiler sorumlu tutulmaktadır.

İlaveten, rekabete aykırılık oluşturan tavırların, eylemlerin ve sözleşmelerin tarafı, tüzel kişi konumundaki şirketler olsa da bu aykırılıkların, yöneticiler ya da çalışanlar aracılığıyla gerçekleştirildiği açıktır. Yine şirket yöneticilerinin de özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmeleri halinde sorumlu olacaklarına yönelik düzenlemeler Türk Ticaret Kanunu’nda yer almaktadır. Bu çerçevede, rekabet hukukuna aykırılıkların şirket bünyesinde meydana gelmesi halinde hem şirketin hem de yöneticinin sorumluluğu söz konusu olacağı hatırlatılmalıdır.

Türk Ticaret Kanunu kapsamında yer verilen genel düzenlemelere ek olarak, ülkemizde ayrıca rekabet hukuku çerçevesinde özel bir mevzuat ve bu mevzuata uygunluğu denetleyen Rekabet Kurumu mevcuttur. Bu mevzuat çerçevesinde, şirket tüzel kişiliği ve yöneticileri haricinde, rekabete aykırılık konusu işlemi gerçekleştiren her çalışan da sorumlu tutulmakta ve şahsi cezalara çarptırılmaktadır. Dolayısıyla, çalışanların da gerçekleştirdikleri işlemler veya yaptıkları eylemlerde rekabete aykırı herhangi bir sonuç yaratmamaya özen göstermeleri büyük önem taşımaktadır.

Rekabet hukukuna aykırılıklar karşısında öngörülen yaptırımların kusur şartına bağlı olmadığının da altı çizilmelidir. Dolayısıyla bilerek ya da bilmeyerek gerçekleştirilen aykırılıkların hem şirket hem de çalışanlar nezdinde oluşan sonuçları yıkıcı etkiye sahip olabilir. Bu nedenle şirketin ve dolayısıyla çalışanların rekabet hukuku kuralları ve hangi durumların aykırılık oluşturabilecekleri çerçevesinde bilinçlendirilmesi zorunlu hale gelmektedir. Zira Rekabet Kurumunun faaliyetleri sonucu edinilen tecrübe çerçevesinde, şirketlerin, rekabet kurallarını ihlal ettiklerinin çoğunlukla farkında olmadıkları anlaşılmaktadır. Oysaki, şirketlerin, rekabet ihlallerinin neler olduğunu önceden bilmeleri, daha sonra karşılaşabilecekleri ağır idari yaptırımlar gibi birçok problemi çözebilecektir.

Tüm bunlar gözetildiğinde, rekabet hukuku mevzuatına uyum konusunun gün geçtikçe önemini artırdığı belirtilmelidir. Kamuoyunda duyulan cezaların yüksekliği birçok teşebbüsü harekete geçirmiş ve rekabete uyum programları konusunda çalışma yapmaya motive etmiştir. Ancak yapılan çalışmaların henüz yeterince yaygınlaşmadığı ve/veya dönemsel bir etki yaratarak sürekli bir uygulamaya dönüşemediği gözlemlenmektedir. Bu nedenle, rekabete uyum programlarının öneminin tekrar hatırlatılması uygun olacaktır.

Teşebbüslerin bu programları, kurumsal kültürlerinden bağımsız olarak geliştirmemeleri oldukça önemlidir. Aksi halde, programın uygulanması veya devamlılık arz etmesi mümkün olmayacaktır. Yine bu programların bir dayatma şeklinde değerlendirilmemesi ve kurumun hukuka uygun hareket etme geleneğinin bir yansıması olarak duyurulması daha faydalı olabilecektir. Böylece çalışanların, şirketin iradesinin de bu yönde olduğuyla ilgili hiçbir şüphe taşımaması sağlanmış olacaktır.

Uygulanabilir bir programın oluşturulması için, öncelikle mevcut düzendeki eksiklerin ve rekabete aykırılık sonucunu yaratabilecek tavır, davranış ve tutumların tespit edilmesi gerekir. Buna göre, her şirketin mevcut düzeninde aksaklık yaratan unsurun çözümüne yönelmesi sağlanacaktır. Oluşturulan bu sistemin çalışanlara tanıtılması, sade bir dille izah edilmesi, sistemin amacının ne olduğu ve ne olmadığının vurgulanması, sistemin uygulanmasına yönelik ceza ve teşvik sisteminin öngörülmesi gibi hususların değerlendirilmesi yerinde olmaktadır. Bu çerçevede, çalışanlara rekabet hukuku eğitimlerinin verilmesi ve düzenli aralıklarla bu eğitimlerde verilen bilgilerin hatırlatılması gerekmektedir. Getirilen sistemin denetlenebilir olması da çok önemlidir. Böylece somut olay üzerinden çalışanların eğilimleri ve bu eğilimlerin ne şekilde yönlendirilebileceği tespit edilebilecektir. Kurumsal kültüre göre geliştirilebilecek bir husus da ihbar ve danışma hattı olabilir. Böylece çalışanların sistemi sahiplenmesi ve anlaşılmayan hususlarda destek alması sağlanacaktır. Bu da şirketin konuyu ne kadar önemsediğine yönelik bir gösterge olacaktır.

Şirketlerin, söz konusu sistemi kurmada, mevcut durumlarını tespit etmede, çalışanlarına verecekleri eğitimlerde, sistemin devamlılığını sağlamada profesyonel hukuk ve IT desteği almaları oldukça önemlidir. Destek verecek kişilerin ise şirketin faaliyet gösterdiği sektörü tanıması ve Rekabet Kurumunun söz konusu sektöre bakış açısını bilmesi büyük önem arz etmektedir. Yine şirketin yapılanmasının tanınması ve olası operasyonlarında rekabete aykırılık meydana gelip gelmeyeceğinin analiz edilmesi alınacak destek bakımından en önemli öğelerdendir.

Tüm bunların gerçekleştirilmesiyle, şirketin ve çalışanlarının her hareketi kontrol altına alınamayacak olsa da rekabete aykırılık riskleri büyük oranda bertaraf edilmiş olacaktır. Kaldı ki birçok ülkede, rekabet otoritelerinin, şirketin rekabete uyum programı olmasını, ceza indirim nedeni olarak kabul ettikleri görülmektedir. Ülkemizde, Rekabet Kurumunun henüz bu yönde bir uygulaması olmasa da rekabetin önünü açma amacıyla hareket eden Kurumun, zaman içerisinde rekabete uyum programı varlığının bir ceza indirim nedeni olarak tanımasının kaçınılmaz olacağı kanaatindeyiz.

PaylaşTweetPaylaş
Önceki Gönderi

Açık Lisans Çağrısı

Sonraki Gönderi

Yeşil Mutabakatın Getirdiklerinden Korkmalı Mıyız?

İlgili Gönderiler

Avukatlık Üzerine Değerlendirmeler

Türk avukatlığı İttihat ve Terakki geleneğinden etkilenmiştir, Aksiyoncudur, politiktir, toplumcudur ve toplumsal bakar. Lidere dayanır, lider temellidir, ofisi lider kurar, lider...

Akıllı Sözleşmeler Geçerli mi?

Akıllı Sözleşmeler Geçerli Mi?

Dijitalleşmenin büyük bir hızla yükselişi, günlük hayatımızda karşılaştığımız kavramları da değiştirdi. Blokchain, kripto para, akıllı sözleşme gibi kavramları duydukça, çevremizde...

Artık Türkiye Zamanı

Şengün & Partners Avukatlık Ortaklığı kurucu ortağı Avukat Nedim Korhan Şengün tarafından yapılan, ‘Turkey’ yerine ‘Türkiye’ isminin kullanılmasına yönelik açıklamayı...

Full Service ve Uzmanlaşma Efsanesi

Hukuk endüstrisinde bilgi gelişiyor, mevzuat yenileniyor, uygulama örnekleri çoğalıyor,  sistem büyüyor, bir başka deyişle iç denizler okyanus oluyor. Sistem içinde...

MOBBING (Psikolojik Taciz) Hakkında

MOBBING (Psikolojik Taciz) Hakkında

Psikolojik taciz (Mobbing), işyerinde çalışanlara diğer çalışanlar veya işveren tarafından sistematik biçimde uygulanan ve tekrarlanan her türlü kötü muamele, tehdit,...

Şekillenme

Dünya tarihi yeni seyrinde yol alıyor, biz insanlar ve elbette avukatlar bu seyir içinde olayları yaşarken yorumlamakta geri kalmamalıyız. Yorumlamak...

Sonraki Gönderi
Yeşil Mutabakatın Getirdiklerinden Korkmalı Mıyız?

Yeşil Mutabakatın Getirdiklerinden Korkmalı Mıyız?

Son Makaleler

Rekabet Kurulunun Yerinde İnceleme Denetimlerinde Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi

Rekabet Kurulunun Yerinde İnceleme Denetimlerinde Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi

Uluslararası Taşımacılıkta CMR Hükümleri

Uluslararası Taşımacılıkta CMR Hükümleri

Dijital Dönüşümün Ticari Ekosistemi Etkilemesinin Rekabet Hukuku Alanında İncelenmesi

Dijital Dönüşümün Ticari Ekosistemi Etkilemesinin Rekabet Hukuku Alanında İncelenmesi

İnşaat Sözleşmelerinde İş Sahibi’nin Haksız Feshi

İnşaat Sözleşmelerinde İş Sahibi’nin Haksız Feshi

Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Kurulmasının Hukuki Boyutu

Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Kurulmasının Hukuki Boyutu

Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Aktarımı

Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Aktarımı

  • Anasayfa

© 2024 Şengün Partners

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
  • Makaleler
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Türkçe
    • English
    • Deutsch
    • Français
    • Türkçe
    • Español
    • Italiano

© 2024 Şengün Partners