Sürdürülebilir Bankacılık ve Yeşil Finansman

Sürdürülebilir bankacılık ve yeşil finans konusunu incelerken öncelikle “sürdürülebilirlik” kavramını ele almak gerekir. Sürdürülebilirliği kısaca açıklamak gerekirse, yapılabilecek en doğru tanımlamalardan biri; “İş ve yatırım kararlarında ekonomik ve finansal kriterlerin yansıra, çevresel ve sosyal faktörlerin, bu faktörlerin etki ve risklerinin dikkate alınarak toplumun ve gelecek kuşakların yararının gözetilmesi” olacaktır.  Ancak günümüzde dünyasında yaşanan negatif yöndeki değişimler ve yüz yüze geldiğimiz çeşitli çevresel sorunlar, “sürdürülebilirlik” kavramının giderek daha da önem kazanmasına yol açmış ve bu kavramın pek çok tanımı yapılmıştır. Her ne kadar farklı tanımlamaları yapılmış olsa da tüm tanımlamaların ortak noktası olan temel prensip; kendi ihtiyaçlarımızı karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme kabiliyetine zarar vermemek ve kaynakların sınırlı olduğu ilkesini hiçbir koşulda unutmamaktır.  1987’de yılında yayınlanan ve bugün tüm dünyanın içerisinde bulunduğu sürdürülebilirlik yolculuğuna öncülük eden Brundtland Raporu da “sürdürülebilir kalkınmanın” tanımını; “Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerinden ödün vermeden bugünkü ihtiyaçların ve taleplerin karşılanması” şeklinde yapmıştır.

Sürdürülebilir Finans Nedir?

Dünyamızda mevsim normalleri dışında sıcaklık ortalamaları, orman yangınları, ekosistemler üzerinde ciddi negatif değişimler, seller, kuraklıklar, doğal kaynakların tükenme hızı ve hızla yayılan hastalıklar giderek artmaktadır. İklim değişikliği nedeni ile su sıkıntısı karşımıza her zamankinden çok daha fazla çıkmakta, toprak kalitesinde yaşanan bozulmalar ve tarımsal ürünlerdeki verim düşüklüğü gibi durumlar ekonomik faaliyetleri ve buna bağlı olarak da toplumun refah seviyesini düşürmektedir. Bu nedenlerle, kaynakların günümüzdeki kullanılma biçimlerinin ne olacağının, geleceğe yönelik uzun vadeli sonuçlar dikkate alınarak titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir.

Mevcut finansal sistemin çevre ile iklim üzerindeki ve ekosistemdeki değişimlerin de ekonomik faaliyetler üzerindeki karşılıklı etkileri; özellikle Paris İklim Anlaşması sonrasında finansal sektörün sürdürülebilir hale getirilmesi yönündeki çalışmaları küresel çapta hızlandırmıştır. Bilindiği üzere Paris anlaşması; küresel sıcaklık artışının iki derecenin altında tutulması, karbon salınımının dünya genelinde 2030 yılına kadar %50 azaltılması ve hatta 2050 yılına kadar sıfıra indirgenmesini hedeflemektedir. Avrupa Birliği, 2018 yılında yayımladığı “Sürdürülebilir Finans Eylem Planı Çerçevesi”, 2020 yılında hayata geçirdiği AB Taksonomisi ve ilave olarak yayınladığı “Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi” çerçevesinde geliştirdiği stratejiler doğrultusunda sürdürülebilirlik adına önemli adımlar atmaya devam etmektedir.

Çevresel riskleri dikkate almayan geçmiş ekonomik model, ekonomik kaynaklar üzerinde oldukça büyük bir baskı yaratmıştır. Artan kaynak tüketimine bağlı olarak; sera gazı emisyonlarının ve atık miktarının artması, enflasyonun kronikleşmesi, hava ve su kirliliğinde artış ve biyoçeşitliliğin azalması gibi sorunlar ortaya çıkmakta ve gelecek nesillerin ekonomik kaynaklara erişim sıkıntısı yaşama riski artık bir riskten ziyade gerçekleşmesi pek muhtemel bir öngörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik modellerin sürdürülebilir hale getirilmesi için gerekli adımlar atılmadığı takdirde, çevresel sorunlar ve iklim değişikliğine bağlı felaketler nedeni ile 2030 yılına kadar oluşacak zararların ekonomik boyutunun 290 ila 580 milyar dolara kadar ulaşacağı düşünülmektedir.

Tam da bu noktada önem kazanan “sürdürülebilir finans” kavramı; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleri dikkate alınarak, bu alanlardaki risk ve fırsatların yatırım yönetim süreçlerine entegre edildiği durumları tanımlamaktadır. Sürdürülebilirlik kriterleri olarak da bilinen ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterleri ise, sürdürülebilir ekonomiye dönüşüm için yatırımcılara kılavuz olmakta, yatırımların, risk ve fırsatları en kapsamlı şekilde gözeterek hayata geçirilmesini hedeflemektedir. Zira bu yeni sistemde yatırımlar artık yalnızca finansal getirileri değil, çevresel veya sosyal etkileri de göz önünde bulundurarak yapılmaktadır. Doğaya ve canlı hayatına verilen zararı en aza indirgemek, daha yaşanabilir bir dünya ve toplum hayatı oluşturmak amacıyla dünyada sanayi ve ticaretin sebep olduğu ve olmaya devam edeceği olumsuzluklara karşı çözüm geliştirmek adına ekonomi ve finans alanında yapılan tüm bu faaliyetleri “sürdürülebilir finans ve sürdürülebilir bankacılık” kapsamında değerlendirebilmek mümkündür.

Yeşil Finans Nedir?

Yeşil finans; düşük karbonlu, sürdürülebilir ve doğa dostu yöntemler kullanarak ekonomiyi dönüştürmeyi teşvik eden ve çevreyi korumaya yönelik çözümler üreten bir sistemdir. Yeşil finans ile sürdürülebilir finans arasında kapsam bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Sürdürülebilir finansın daha geniş bir kapsamı bulunmakta ise de, her iki yaklaşım da dünyayı gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir yer hâline getirmeyi ilke edinmektedir. Sürdürülebilir finans kapsamında, yukarıda da söz ettiğimiz üzere ESG kriterleri, sosyal ve yönetişim boyutları ve bu boyutlardaki riskler de değerlendirmeye katılırken; yeşil finans ile genel anlamda sadece çevresel riskler dikkate alınarak, iklim ve çevresel sorunlar ile mücadele için ihtiyaç duyulan finansal kaynakların toplanması ve finansal risklerin yönetilmesi konusunda birtakım çözümler üretilmesi hedeflenmektedir. Sürdürülebilir finanstan bu gibi noktalarda farklılaşan yeşil finans, genel olarak ifade etmek gerekirse; çevresel olarak pozitif etki bırakma amacıyla oluşturulan finansal aktiviteler bütününü ifade etmekte; yatırım, bankacılık ve sigorta ürünleri gibi çok çeşitli finansal ürün ve hizmetleri kapsamaktadır.

Ülkemizde çeşitli uluslararası anlaşmalar uyarınca yeşil dönüşümü sağlamak üzere; yeşil finansman faaliyetlerinin geliştirilmesi, ekonomik dönüşüm için gerekli adımların atılması ve uluslararası yeşil finansal piyasalara ulaşabilmek için ise çeşitli altyapı çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Şirketler Neden Sürdürülebilir Finansa Önem Vermeli?

Yukarıda detaylı şekilde açıklandığı üzere küresel ölçekte karşı karşıya kaldığımız biyoçeşitliliğin kaybı, küresel ısınma, doğal kaynakların hızla tükenmesi veya kirletilmesi, nüfusun büyük bir hızla artması ve bu gibi hususların yol açtığı diğer çevresel sorunlar hem bugün hem de gelecek nesiller için önemli derecede risk teşkil etmektedir. Bu gibi sorunlar insanlığı yeni bir düzen arayışına veya bu problemlerin artışını durduracak gelişmeler bulmaya itmiştir.

Şirketler bakımından da artık kendi finanslarını kalkındırmak dışında sosyal ve çevresel boyutlarda da düşünerek hareket etme zorunluluğu meydana gelmiş olup finansal alanda da çevresel problemleri temel alan yaklaşımlar giderek yaygınlaşmaktadır. Artık şirketlerin sadece hizmetleri veya satışları ile finansal başarı elde etmiş olmaları yeterli olmamakta ve yatırımcılar tüm bunların yanında çevreye duyarlı prensipleri benimseyen şirketleri tercih etmektedir. Dolayısıyla faaliyetlerini sürdürülebilir finans çerçevesinde yürüten şirketlerin, daha kolay yatırımcı bulabileceğini ve nakit ihtiyacını da daha kolay karşılayabileceğini söylemek mümkündür.

Sürdürülebilir finansa önem veren şirketlerin aynı zamanda sosyal, çevresel ve yönetsel performanslarını ortaya koyan bir ölçüt olan ESG skoru yükselmekte ve şirketin duyarlı yaklaşımını gösteren bu ölçüt sayesinde pek çok olumlu geri dönüt alınabilmektedir. Ayrıca bu sayede firmalar emsalleri için örnek teşkil etmekte ve sürdürülebilir finansın sektörel anlamda benimsenmesi de daha mümkün hâle gelmektedir.

Sürdürülebilirliğin şirketlere sağladığı avantajlar başlıca;

  • Yatırımcılar tarafından tercih edilme oranının artması ve nakit ihtiyacının daha kolay karşılanması,
  • Maliyetlerin uzun vadede azalması,
  • Yeni yatırım enstrümanlarının (yeşil tahvil vb.), yeni kredi araçlarının, akıllı şehirler ve düşük karbonlu ulaşım gibi bir takım yeni kavramların yaşamımıza entegre olmasına katkı sağlanması,
  • Kurumsal itibarın ve tüketici talebinin artması, ESG skorunun yükselmesi,
  • Yeni fırsatlara daha açık olmak ve gelişmekte olan pazarlara girme şansı,
  • Rekabet avantajı,
  • Marka değerinin yükselmesi,
  • Gelecekte oluşabilecek yasal yaptırımlara adaptasyon sağlanması ve önlem alınması,
  • Sürdürülebilirliğin sektörel anlamda benimsenmesi için diğer firmalara emsal oluşturulması,
  • Şirket ömrünün uzaması

olarak sıralamak mümkündür.

Sonuç

Sonuç olarak, sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda şirketler, bireyler, kurum ve kuruluşlar olmak üzere her ne koşulda olursa olsun tüm toplumun her kesiminin, gelecek nesiller için elinden geleni yapma ve çevreyi koruma prensibi ile hareket etme zorunluluğu bulunmaktadır. Ülke bazında değerlendirmek gerekirse gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olan Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşması çerçevesinde taahhüt ettiği hedefine ulaşabilmek ve Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında ortaya konan düzenlemelerden olumsuz etkilenmemek için vakit kaybetmeden düşük emisyonlu bir ekonomik modele geçmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Türkiye’nin de mevcut kaynaklarını sürdürülebilir projelere yönlendirmesi gerektiği açıktır. Finansal sektörde de ESG kriterlerinin önem kazandığı bu süreçte, Türkiye’nin, Türk finans sistemini sürdürülebilir temellere oturtabilmek için için Avrupa Birliği’nde yaşanan gelişmeleri yakından takip edilerek benzer düzenlemeleri ivedilikle hayata geçirmesi gerekmektedir.

Sürdürülebilirlik prensibini benimsemeyen şirketlerin ilerleyen süreçte zarara uğraması ve maddi kayıplar yaşaması artık bir olasılıktan ziyade kesinlik gibi görülmekte, sürdürülebilirliği benimseyen şirketlerin ise hem şirketlerine hem de gezegenimize büyük faydalar sağlayacağı düşünülmektedir.

Henüz bu konuda bir adım atmadığınızı düşünüyorsanız, firmanızın sürdürülebilirliği adına çevreye olan zararınızı azaltacak bir takım yeni uygulamalar getirmekle başlayarak sürdürülebilirlik prensibini benimseme ve uygulama yönünde ilk adımlarınızı atabilirsiniz. Sürdürülebilir ve yeşil finans kapsamında ve bağlantılı çeşitli yatırımlara ilişkin olarak hukuki uzmanlık gerektiren konularda ekibimizden danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.