Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Protokolü

I. Madrid Protokolü’nün Oluşumu ve Tanımı:

Bilindiği üzere, marka tescilinden doğan koruyucu haklar sadece tescilin yapıldığı ülke sınırları kapsamında geçerli olmaktadır. Markanın yurtdışında da tescil edilerek o ülke sınırları dahilinde korunması istenildiği takdirde, normal şartlarda o ülkenin marka kanunları çerçevesinde başvuru yapılarak işlemler yürütülmektedir.

Ancak takdir edileceği üzere; her ülke için ayrı ayrı başvuru yapılarak tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesi hem maliyetli hem de külfetlidir. Bu nedenle, küreselleşmenin ve ticari hayattaki pratik büyüme ihtiyacının da etkisi ile çeşitli global tescil sistemleri oluşturulmuştur. Bunlardan biri de Madrid Sistemi’dir.

Söz konusu ihtiyaç doğrultusunda Madrid Sistemi’ne yönelik ülkeler bir araya gelerek uluslararası bir platform oluşturmuş ve 14.04.1891 tarihinde “Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması imzalanmış, 27.06.1989 tarihinde ise ilgili anlaşma geliştirilmiş ve “Madrid Anlaşmasına İlişkin Protokol” hayata geçirilmiştir.

Protokol, ülkesindeki ofiste, tescilli bir marka veya tescil başvurusunun olduğu firmaların, tek bir başvuru ile protokole taraf birçok ülkede birden çok uluslararası tescile sahip olmalarını sağlayan bir anlaşma olup; Türkiye bu protokol için akit devletlerden biri olmuş ve protokol hükümlerini 01.01.1999 tarihi itibariyle uygulamaya başlamıştır.

II. Madrid Protokolü’nün Amacı ve Faydaları:

Protokol ile;

i) Markaların tek bir başvuru yaparak ve tek bir dil kullanılarak birden fazla ülkede uluslararası tescilinin sağlanması,

ii) Marka tescil edildikten sonra yapılacak olan (unvan veya adres değişikliği, devir, mal ve hizmet listelerindeki sınırlamalar gibi) değişikliklerin tek ve basit bir işlem aracılığıyla Uluslararası Sicile kaydedilmesi

sağlanmaktır.

Böylece; tek başvuru ile birden fazla ülkede tescil sağlanmakta, zamandan tasarruf edilmekte ve ülke başına tescil maliyeti en aza indirilmektedir. Tescil başvurusu ile inceleme süresinin 18 ay ile sınırlanmış olması, başvuruya ilişkin sürecin sürüncemede kalması gibi sıkıntıların da önüne geçmektedir. Aynı zamanda, uluslararası başvuru olarak kayda geçen bir tescil başvurusu, tescilin talep edildiği bir devlet tarafından ayrıca ve açıkça reddedilmediği sürece, o ülke için doğrudan tescil başvurusunda bulunulmuş olduğu sonucunu doğurmaktadır.

III. Madrid Protokolü’nü Uygulayabilecek Taraflar:

Uluslararası marka tescil başvurusu, Protokol’e taraf olan bir ülkede;

i) gerçek ve etkin sınaî veya ticari bir kuruluşu olan,
ii) veya o ülkede yerleşik olan,
iii) veya o ülkenin tabiiyetinde olan,

bir gerçek veya tüzel kişi tarafından yapılabilecektir. Dolayısıyla bu sistem; kuruluş, yerleşiklik veya tabiiyet anlamında Madrid Sistemine üye bir devletle bağlantısı olmayan gerçek veya tüzel kişiler tarafından kullanılamadığı gibi; aynı zamanda Protokole taraf olmayan bir ülkede, söz konusu marka koruması da sağlanamamaktadır. Uluslararası düzeyde marka tescilinin sağlanabilmesi için öncelikli olarak ilgili menşe ofiste (Ülkemiz için Türk Patent ve Marka Kurumu), tescilli bir markanın veya bir marka tescil başvurusunun varlığı zorunludur.

IV. Madrid Protokolü’nün Uygulanma Şekli:

Uluslararası işlem süreci iki yönlü ilerlemektedir.

1. TÜRKPATENT’e Yapılan Başvurular:

Türkiye Madrid Sistemi uyarınca akit taraf konumundadır. Türkiye’ye yapılacak başvurular, diğer menşe ofis konumundaki taraf ülkelerce tescil talebi şeklinde yöneltilmektedir. Söz konusu başvuru talepleri, 256 sayılı KHK kapsamında, ulusal mevzuat uyarınca değerlendirilmekte olup; yasal süreç ulusal başvurularda olduğu gibi yürütülmektedir. Tescil talebinin 18 ay içinde sonuçlandırılması öngörülmekle birlikte; sürece ilişkin yazışmalar WIPO (World Intellectual Property Organization) ile yapılmaktadır.

2. TÜRKPATENT Tarafından Yapılan Başvurular:

TÜRKPATENT tarafından yapılan başvurularda, Türkiye menşe ofis durumunda olup; diğer bir akit taraf durumundaki ülkeye/ülkelere uluslararası tescil başvurusu talebinde bulunmaktadır. Bu başvuruların WIPO’ya taraf ülkelerin resmi marka ofisleri tarafından iletilmesi hususu esastır keza WIPO’ya doğrudan (menşe ofis aracılığı olmadan) yapılan başvurular usulsüz sayılarak iade edilmektedir.

a) TÜRKPATENT Tarafından Yapılan Başvuruların Şartları:

Türkiye’nin menşe ofis olarak TÜRKPATENT aracılığı ile yapacağı başvurularda;

i) öncelikle tescili sağlanmış ya da tescil başvurusu aşamasında bir markanın varlığı,
ii) internet üzerinden“http://www.wipo.int/madrid/en/forms/ linkinde yer alan MM2” formunun doldurulması ve enstitüye hitaben yazılmış ve talebin içeriğini belirten dilekçenin varlığı,
iii) uluslararası büroya menşe resmi ofis tarafından yapılmış bir başvurunun gerçekleştirilmiş olması,
iv) başvurunun, daha önce menşe ofiste tescili yapılmış olan markada veya asıl başvuruda mevcut olan marka örneğiyle, mal ve hizmet listesine ve uluslararası sınıflandırmaya paralel olması,
v) mal ve hizmet listesinin NİS sınıflandırılmasına paralel şekilde oluşturulması,
vi) markanın korunmasına yönelik iradenin akit taraflarca belirtilmesi,
vii) başvurunun İngilizce veya Fransızca olarak gerçekleştirilmesi,
viii) gerekli ücretlerin ödendiğine yönelik belgelerin sunulması (esas ücret, bireysel ücret talep etmeyen belirlenen her akit taraf için tamamlayıcı ücret, Protokol çerçevesinde belirlenen ve böyle bir ücret almak istediğini beyan eden her akit taraf için bireysel ücret, mal ve hizmetlerle ilgili olarak üç sınıftan fazla her sınıf için ek ücret – bireysel ücret almayacak akit taraflar için),
ix) vekille yapılması durumunda vekaletname veya var olan önceki bir vekaletnamenin belirtilmesi.

gerekmektedir.

b) TÜRKPATENT Tarafından Yapılan Başvuruların Değerlendirilmesi:

i) Uluslararası marka tescil başvurusunun esas başvuruyla veya esas tescille aynı olduğu menşe ofis tarafından tasdik edilmektedir.
ii) Herhangi bir eksik bulunmayan veya bulunduğu halde eksiklikleri başvuru sahibince giderilen başvurular iletilmektedir.
iii) WIPO tarafından gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmaktadır.
iv) Başvuru talepleri, akit taraf ofislerince her ülkenin kendi ulusal mevzuatları kapsamında incelenmekte ve karara bağlanmaktadır. Söz konusu kararlar WIPO vasıtasıyla başvuru sahiplerine iletilmektedir.
v)Tescil bölgesine iletilen belgeler uyarınca tescil talebi içeren tüm ülkeler için ilan kararı verilmektedir.

c) TÜRKPATENT Tarafından Yapılan Başvurulara İlişkin Sürecin Detayları:

Menşe ofis tarafından, uluslararası başvurunun alındığı tarih başvuru tarihi olarak kabul edilmektedir. Ancak menşe ofis 2 ay içinde başvuruyu Uluslararası Büro (WIPO)’ya ulaştırmamış ise bu defa başvuru tarihi Uluslararası Büro’ya gönderilme tarihi olacak ve Uluslararası Sicil’e kayıt edilecektir. Akabinde; Uluslararası Büro tarafından marka tescili ile sağlanan hukuki korumanın talep edildiği akit taraflara bildirimde bulunulmaktadır. Uluslararası tescilin talep edildiği akit taraflar, uluslararası başvuruyu kendi yasal mevzuatına göre incelemekte ve değerlendirmeleri doğrultusunda ret veya kabul etmektedir. Akit Taraflarca söz konusu başvuru için ret bildirim süresi 12 aya tekabül etmektedir. Ancak akit taraf Protokol çerçevesinde ilgili süre limitini 18 aya kadar çıkarmaya karar vererek bu kararını bildirebilir. Belirlenen süre limitlerinin dolması ile Uluslararası Büro’ya gönderilen ret bildirimleri usulüne uygun ret bildirimleri olarak değerlendirilmemekte ve marka korumasının akit taraflarca sağlandığı kabul edilmektedir.

Uluslararası başvurudan ve/veya uluslararası tescil akabinde başvuruda yer almayan akit taraflarca da marka korunması talep edilir ise; bu taraf da tescile konu olabilecektir. Sonradan oluşturulan belirleme, başvuruda yer almayan diğer ülkelerde de tescilin sağlanması amacıyla yapılmaktadır.

Uluslararası marka tescil geçerliliğinin ve tescille sağlanan hukuki korumanın genel süresi on yıldır. Ancak söz konusu uluslararası tescil ve koruma, marka sahibinin talebi doğrultusunda yenileme ücretleri ödenmek suretiyle on yıl daha uzatılabilecek ve bu şekilde periyodik olarak yenilenebilecektir.

V. Sonuç ve Bağlam:

Madrid Protokolü ile özellikle uluslararası platformda marka tescil işlemleri hem zaman olarak hem de maddi olarak uygulama kolaylığı içeren erişilebilir bir zemine oturtulmuş ve ticari hayattaki küreselleşmenin önü açılmıştır. Bu doğrultuda markaların uluslararası tesciline yönelik işlemlerin konusunda uzman vekiller aracılığı ile yürütülmesi önem arz etmekte olup; sistemin yürürlüğü ile süreç içerisindeki pratik kazanımları da etkisini gösterecektir.

İlginizi çekebilir

Yorum Yap

Email adresiniz gizli kalacaktır.