• Anasayfa
Şengün & Partners Hukuk Yayınları
  • English
  • Deutsch
  • Français
  • Español
  • Italiano
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
    • Şirket Kuruluşu
    • Risk, Uyum ve Regülasyon
    • ESG
    • Bilişim Teknoloji Danışmanlığı
    • Dijital Dönüşüm
  • Makaleler
    • Nedim Korhan Şengün’den
    • Girişimcilik Merkezi
    • Küresel Yeşil Merkezi
    • Risk, Uyum ve Regülasyon Merkezi
    • Tahkim Sulh ve Arabuluculuk Merkezi
    • Sermaye Piyasası ve Finans İşlemleri Merkezi
    • Sigorta Merkezi
    • Entelektüel Varlık Yönetimi Merkezi
    • Kişisel Veriler Merkezi
    • Rekabet Hukuku Uygulamaları Merkezi
    • Yatırım Danışma Merkezi
    • Uluslararası Ticaret Hukuku Merkezi
  • Duyurular
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
    • Şirket Kuruluşu
    • Risk, Uyum ve Regülasyon
    • ESG
    • Bilişim Teknoloji Danışmanlığı
    • Dijital Dönüşüm
  • Makaleler
    • Nedim Korhan Şengün’den
    • Girişimcilik Merkezi
    • Küresel Yeşil Merkezi
    • Risk, Uyum ve Regülasyon Merkezi
    • Tahkim Sulh ve Arabuluculuk Merkezi
    • Sermaye Piyasası ve Finans İşlemleri Merkezi
    • Sigorta Merkezi
    • Entelektüel Varlık Yönetimi Merkezi
    • Kişisel Veriler Merkezi
    • Rekabet Hukuku Uygulamaları Merkezi
    • Yatırım Danışma Merkezi
    • Uluslararası Ticaret Hukuku Merkezi
  • Duyurular
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Şengün & Partners Hukuk Yayınları
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

Rekabet Hukuku İhlallerinde Cezaların Şahsiliği İlkesinin İstisnası

3 Temmuz 2023
içinde Makaleler
Okuma Süresi: 3 dk okuma
A A
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de Paylaş

Rekabet ihlallerinde kural olarak, cezaların şahsiliği ilkesi geçerli olup her teşebbüsün kendi gerçekleştirdiği davranışlardan sorumlu tutulması söz konusudur. Fakat istisnai olarak, uygulamada her zaman rekabet ihlalini gerçekleştiren teşebbüsün sorumlu tutulmadığı da görülebilmektedir.

Günümüzde, mahkeme içtihatları ile giderek şekillenen uygulamada teşebbüslerin, bir başka teşebbüsün rekabeti kısıtlayıcı fiillerinden de sorumlu olması mümkün hale gelmiştir. İhlali gerçekleştiren teşebbüsün her zaman cezalandırılması fiilen mümkün olmayabilmektedir.

Teşebbüsün tüzel kişiliği sonlanmış olabileceği gibi tüzel kişiliği sonlandırılmadan fiili olarak faaliyetleri durdurulmuş da olabilmektedir. Bu olasılıklardan bağımsız olarak; teşebbüsün organizasyon yapısını tamamen değiştirmiş olması, ihlale konu malvarlıklarını elden çıkarmış olması veya ihlale konu iş kolunu başka bir teşebbüse devretmiş olması yahut tamamen farklı bir alanda faaliyet gösteren bir teşebbüs tarafından devralınmış olması da ihtimal dahilindedir. Bu gibi durumlarda, idari para cezası uygulanacak bir muhatap bulunup bulunmadığı, yeni bir organizasyon yapısına geçen yahut malvarlıklarını veya belli iş kollarını elinden çıkaran teşebbüsün geçmişte gerçekleştirdiği rekabet ihlalinden dolayı hâlihazırda sorumlu tutulup tutulamayacağı, yine devredilen iş kolunu satın alan teşebbüsün devralma öncesinde gerçekleşen rekabete aykırı davranışlardan haberinin olup olmadığı ve sorumlu olup olmayacağı, başka bir deyişle devralan teşebbüsün devre konu teşebbüsün devralma öncesinde gerçekleştirdiği rekabet ihlallerinden sorumlu tutulup tutulamayacağı tartışma konusu olmaktadır. Bu doğrultuda, hangi teşebbüse sorumluluk atfedilebileceği meselesi, Avrupa Komisyonu (Komisyon) ve AB mahkemelerinin benimsediği “ekonomik devamlılık prensibi / ekonomik halefiyet ilkesi” çerçevesinde çözüme ulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Ekonomik Devamlılık Prensibi

“Ekonomik devamlılık prensibi” veya “ekonomik halefiyet ilkesi” olarak anılan ilke doğrultusunda Komisyon tarafından rekabet hukuku kurallarının ihlal edildiği gerekçesiyle, söz konusu ihlali gerçekleştirmeyen teşebbüsleri de ihlalden sorumlu tutulabilmektedir.

Komisyonun cezaların şahsiliği ilkesinin istisnası olarak bir başka teşebbüsü sorumlu tutabilmek noktasındaki takdir yetkisine sahip olduğu, mahkeme içtihatlarıyla belirlenmiş durumdadır. Bu doğrultuda; ihlali gerçekleştiren teşebbüsün ekonomik devamlılık prensibi uyarınca başkaca bir teşebbüs halefi kabul edilmekte ve halef kabul edilen teşebbüs ihlalden sorumlu tutulmaktadır. Bilindiği üzere halefiyet, bir başkasının bir hakkına veya malvarlığına sahip olmak suretiyle o kimsenin yerine geçmeyi ifade etmektedir. Halefiyet, hak sahibinin değişmesine işaret eden bir kavramdır. Ekonomik devamlılık prensibinin şirketlerin sorumluluğunu genişleterek, ihlali gerçekleştiren teşebbüs ile arasında bağlantı bulunan teşebbüsün zarara uğramasına sebebiyet verebileceğinden, mümkün olduğunca dar bir şekilde yorumlanması gerekmektedir.

Teşebbüslerin hukuken faaliyetlerinin son bulması, tüzel kişiliklerinin sona erdiği hallere işaret etmekte iken; teşebbüslerin fiilen faaliyetlerinin son bulması ise, teşebbüslerin tüzel kişilikleri devam etmekle birlikte ekonomik faaliyetlerinin sonlandırıldığı halleri kapsamaktadır. Bu noktada cezaların şahsiliği ilkesinin uygulanması halinde, idari para cezası verilebilecek bir muhatap bulunamaması ihtimaline karşılık, Komisyon, ekonomik halefleri ihlalden sorumlu tutarak rekabet hukuku kurallarının etkin bir şekilde uygulanmasına dair çaba göstermektedir.

PaylaşTweetPaylaş
Önceki Gönderi

Girişimciliğin Yasal Temelleri: İzin Verilmiş mi? Yasaklanmış mı?

Sonraki Gönderi

Yapay Zekâ ve Kişisel Verilerin Korunması

İlgili Gönderiler

Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın Startup’lar Üzerindeki Etkisi

Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın Startup’lar Üzerindeki Etkisi

Günümüzde girişimciler ve yatırımcılar için yenilikçi fikirler, ekonomik parametreler yanında artık insan hakları, küresel regülasyonlar, sürdürülebilirlik, tüketici hakları ve çevresel...

İklim Değişikliği Davalarının Şirketler Üzerindeki Etkileri

İklim değişikliği, küresel ölçekte önemli ekonomik ve sosyal etkileri olan bir olgudur. İklim değişikliğiyle ilgili davalar, şirketler için ciddi bir...

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Açılabilecek Sorumluluk Davaları

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Açılabilecek Sorumluluk Davaları

GİRİŞ Anonim şirketler, yönetim kurulu tarafından temsil ve idare edilir. Bu bakımdan, yönetim kurulu anonim şirketin kanuni temsilcisi konumunda olduğundan,...

Küçük İşletmeler Açısından Ticari Alacak Sigortaları

Küçük İşletmeler Açısından Ticari Alacak Sigortaları

Mikro ve küçük işletmeler, ekonomilerin istihdam yaratan, bölgesel kalkınmayı destekleyen ve yerel üretim ekosistemini sürdüren önemli yapı taşlarındandır. Dünya genelinde...

Türkiye’de Meslek Birlikleri

Türkiye’de Meslek Birlikleri

Fikir ve sanat eserlerinin üretimi kadar, başta mali çıkarlar olmak üzere, bu eserlerden doğan hakların korunması da büyük önem taşımaktadır....

Şirketler İçin Bilgi Yönetimi

I. GİRİŞ Bilgi yönetimi, bilgi yaratma, bilgiyi sunma ve hayata geçirme aşamalarını içinde bulunduran oldukça geniş bir süreçtir. Bu süreçlerin...

Sonraki Gönderi

Yapay Zekâ ve Kişisel Verilerin Korunması

Son Makaleler

Uluslararası Taşımacılıkta CMR Hükümleri

Uluslararası Taşımacılıkta CMR Hükümleri

Dijital Dönüşümün Ticari Ekosistemi Etkilemesinin Rekabet Hukuku Alanında İncelenmesi

Dijital Dönüşümün Ticari Ekosistemi Etkilemesinin Rekabet Hukuku Alanında İncelenmesi

İnşaat Sözleşmelerinde İş Sahibi’nin Haksız Feshi

İnşaat Sözleşmelerinde İş Sahibi’nin Haksız Feshi

Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Kurulmasının Hukuki Boyutu

Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Kurulmasının Hukuki Boyutu

Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Aktarımı

Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Aktarımı

Siber Sigorta Poliçelerinde Algoritmik Risk Skorlaması

Siber Sigorta Poliçelerinde Algoritmik Risk Skorlaması

  • Anasayfa

© 2024 Şengün Partners

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Türkiye’de Yatırım Danışmanlığı
  • Makaleler
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Türkçe
    • English
    • Deutsch
    • Français
    • Türkçe
    • Español
    • Italiano

© 2024 Şengün Partners